DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5"

Transkript

1 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI AÇIK ÖĞRETİM OKULLARI AÇIK ÖĞRETİM LİSESİ - MESLEKİ AÇIK ÖĞRETİM LİSESİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 DERS NOTU YAZAR Gökmen KUTLUTÜRK ANKARA 2016

2 MEB HAYAT BOYU ÖĞRENME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI AÇIK ÖĞRETİM LİSESİ DERS NOTLARI DİZİSİ Copyright MEB Her hakkı saklıdır ve Millî Eğitim Bakanlığına aittir. Tümü ya da bölümleri izin alınmadan hiçbir şekilde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Yazar : Gökmen KUTLUTÜRK Grafik : Hatice DEMİRER Kapak : Güler ALTUNÖZ

3

4

5

6

7 İÇİNDEKİLER ÖĞRENME ALANI: İNANÇ 1. ÜNİTE İNSAN VE KADERİ 1. Kader ve Kaza Kavramları İnsan İradesi ve Kader Kaderle İlişkilendirilen Bazı Kavramlar Ecel ve Ömür Hayır ve Şer Afet Sağlık ve Hastalık Rızık Başarı ve Başarısızlık Tevekkül 24 NELER ÖĞRENDİK? 26 DEĞERLENDİRME SORULARI 28 ÖĞRENME ALANI: İBADET 2. ÜNİTE İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI 1. İbadetler ile İlgili Temel İlkeler İsteklilik ve Samimiyet Gösterişten Uzak Olmak Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik İslam da İbadetlerin Faydaları İbadetlerin Bireysel Faydaları İbadetlerin Toplumsal Faydaları 40 NELER ÖĞRENDİK? 45 DEĞERLENDİRME SORULARI 47

8 ÖĞRENME ALAN: HZ. MUHAMMED (S.A.V.) 3. ÜNİTE HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ 1. Kur an da Örnek İnsan ve Özellikleri Hz. Muhammed Bizim İçin Bir Örnektir Hz. Muhammed in Güvenilirliği Hz. Muhammed in Merhametli Oluşu Hz. Muhammed in Adaletli Oluşu Hz. Muhammed in Kolaylaştırıcılığı Hz. Muhammed in Hoşgörüsü Hz. Muhammed in Sabrı ve Kararlılığı Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi Kültürümüzde Ehl-i Beyt Sevgisi 72 Okuma Metni 1: Şiirlerimizde Hz. Muhammed Sevgisine Örnekler 74 Okuma Metni 2: Bir Gece 76 NELER ÖĞRENDİK? 77 DEĞERLENDİRME SORULARI 79 ÖĞRENME ALAN: VAHİY VE AKIL 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. İslam Düşüncesinde Yorum Farklılıklarının Sebepleri İslam Düşüncesinde Siyasi-İtikadİ Yorumlar Haricîlik Şia Mu tezile Maturidilik Eş arilik İslam Düşüncesinde Amelİ-Fıkhİ Yorumlar Hanefilik Malikilik Şafiilik 98

9 3.4. Hanbelilik Caferilik İslam Düşüncesindeki Yorumları Birleştiren Unsurlar 99 NELER ÖĞRENDİK? 104 DEĞERLENDİRME SORULARI 106 DEĞERLENDİRME SORULARI CEVAP ANAHTARI 109 SÖZLÜK 110 KAYNAKÇA 115

10

11 1. ÜNİTE İNSAN VE KADERİ ÖĞRENME ALANI: İNANÇ İnsanın özgürlüğü ile sorumluluğu arasında nasıl bir ilişki vardır? Yanlış kader anlayışı insan davranışlarını nasıl etkiler?

12 Bu ünitenin sonunda; NELER ÖĞRENECEĞİZ? 1. Kader ve kaza kavramlarını öğreneceksiniz. 2. İnsanın akıl ve irade sahibi, özgür ve sorumlu olmasının kaderle ilgili yönünü açıklayabileceksiniz. 3. Allah ın ve kulun iradesi arasındaki ilişkiyi fark edeceksiniz. 4. Ecel, ömür, rızık, tevekkül, başarı, başarısızlık, afet, sağlık, hastalık, hayır ve şer kavramlarının kaderle ilişkisini açıklayabileceksiniz. 5. Kader ve kaza ile ilgili toplumda yaygın olan yanlış algı ve tutumlar hakkında bilgi sahibi olacaksınız. 6. Hayır ve şerrin, insanın tercihleriyle ilişkisini açıklayabileceksiniz. 7. Kaza ve kader inancının bireyin tedbir almasına engel olmadığının farkına varacaksınız. ANAHTAR KAVRAMLAR İrade Özgürlük Evel ve Ömür KAZA VE KADER Sorumluluk Tevekkül Rızık 12

13 GİRİŞ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Bu ünitede kaza ve kader kavramları açıklanacak, insanın akıl ve irade sahibi bir varlık olduğu belirtilecek, insanın özgürlüğü ve sorumluluğu hakkında bilgi verilecektir. Ecel, ömür, hayır, şer, afet, sağlık, hastalık, rızık, başarı, başarısızlık ve tevekkül kavramlarının kaderle ilişkisi açıklanacaktır. Kader ve kaza ile ilgili toplumda yaygın olan yanlış anlayışların neler olduğu hakkında bilgi verilecektir. 1. Kader ve Kaza Kavramları Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık. Yukarıdaki ayet, size neler düşündürmektedir? (Kamer suresi, 49. ayet.)? Kader Evrendeki varlıklara ve meydana gelen olaylara dikkatle bakıldığında her şeyde bir düzen ve uyum olduğu görülür. Örneğin, gezegenlerin birbirine çarpmadan kendi yörüngelerinde dönmeleri, gece ve gündüzün oluşumu, canlıların doğup büyümesi, yağmur, kar gibi doğa olayları evrende bir takım yasalar bulunduğunu göstermektedir. Evrendeki düzeni sağlayan bu tür yasalar kader ile doğrudan ilgilidir. ve kaza ne demektir? Sözlükte kader, ölçü, miktar, tayin etme, planlama anlamlarına gelir. Terim olarak, Allah ın başlangıçtan sonsuza kadar olmuş ve olacak olan tüm olayların yerini, zamanını bilip takdir etmesine kader denir. Kaza kelimesi sözlükte emir, hüküm, bitirmek, yaratmak, yerine getirmek, bir şeyi sonuna kadar götürmek, sonuçlandırmak anlamlarına gelir. Dinî terim olarak, Allah ın önceden takdir edip belirlediği olayların zamanı geldiğinde Allah ın takdirine uygun şekilde gerçekleşmesine kaza denir. Örneğin, her insanın ne zaman doğacağını Yüce Allah, ezelde takdir etmiştir. Bu insanın kaderidir. Zamanı geldiğinde, Allah ın takdirine uygun olarak kişinin dünyaya gelmesi ise kazadır. 13

14 Resim : Kâinatta her şey bir düzen içindedir. Allah her şeyi planlı ve ölçülü bir şekilde yaratmıştır. Bu konu ile ilgili Kur an-ı Kerim de pek çok ayet bulunmaktadır. Örneğin Kamer suresi 49. ayette; Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık. buyrulmakta ve evrendeki her şeyin belli bir ölçü ve düzene göre yaratıldığı belirtilmektedir. İslam ın temel inanç esaslarından biri de kader ve kazaya inanmaktır. Kadere inanan insan Allah ın sonsuz ilim ve kudret sahibi olduğuna, her şeyi onun yarattığına iman etmektedir. Evrende belli bir düzen ve ölçü olmasaydı ne gibi sorunlar ortaya çıkardı? Aşağıya yazınız. 14

15 2. İnsan İradesi ve Kader! İnsan akıl sahibi, özgür ve sorumlu bir varlık olmasaydı, günlük hayatta ne gibi problemlerle karşılaşırdı? Allah, insanları akıllı bir varlık olarak yaratmıştır. İnsan aklı sayesinde düşünür, karar verir, iyiyi ve kötüyü ayırt ederek seçim yapar. Allah, insanları iyiliği ve kötülüğü seçip-seçmeme konusunda özgür bırakmıştır. ama insanın kendi özgür iradesiyle yaptığı seçimden de sorumlu tutmuştur. Çünkü insan, aklı olan, iyiyi ve kötüyü iradesiyle seçebilen bir varlıktır. Dinin emir ve yasaklarından sadece akıllı olanlar sorumlu tutulmuştur. Hırsızlık yapan birisinin Kaderim böyleymiş. veya Alınyazım böyleymiş. diyerek suçu kadere, sorumluluğu da Allah a yüklemesi doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü hırsızlık, dinen yasak olan bir eylemdir. İnsan, kötü bir davranış olduğunu bilmesine rağmen kendi özgür iradesiyle yapmış olduğu eylemden sorumludur. Kur an da; Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan ayrılırsa kendine zarar vermiş olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üstlenmez... (İsrâ suresi, 15. ayet.) buyrularak bu duruma dikkat çekilmiştir. İnsan aklını ve iradesini iyi yönde kullanmalı, Allah ın koymuş olduğu yasalara göre hareket etmelidir. Bilgisizlik ve ihmal sonucu oluşan olumsuzluklar kadere yüklenmemelidir. İnsan, kendisine verilen akılla, iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırt edebilir. İnsanın dilediğini seçmesi, tercih etmesi, istediğine karar verip yönelmesi onun özgür olduğunu göstermektedir. Herhangi bir baskı ve zorlama altında olmadan tamamen kendi istek ve düşüncesiyle hareket eden özgür bir insan, sonuçtaki sorumluluğu da üstlenmelidir. Davranışlarının sonucundaki iyilik ve kötülük tamamen kişiye aittir. Nitekim Kur an da bu durum şöyle açıklanmaktadır: Başınıza gelen herhangi bir felaket (olumsuzluk), kendi elinizle işledikleriniz yüzündendir (Şuara suresi, 30. ayet.) Resim : İnsan akıl ve irade sahibi bir varlıktır. 15

16 İnsan, iradesini ancak güç yetirebildiği alanlarda kullanabilir. Onun gücünün sınırlı olması, iradesinin de sınırlı olduğunu gösterir. Buna dinî literatürde cüzi irade denir. Örneğin insan, cinsiyetini, ırkını, ailesini kendisi belirleyemez. Bunlar Allah tarafından ezelde takdir edilmiştir. İnsan, kendisinin tercihi dışında gerçekleşen olaylardan sorumlu tutulmamıştır. Allah, sonsuz güç ve irade sahibidir. Onun her şeye gücü yeter. Buna dinî literatürde külli irade denir. İnsanın erkek veya kadın oluşu, boyu, ırkı, anne - babası, nefes alışı, kalp atışı vb. olaylarda insan iradesinin herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Bu yüzden kişi, bunlardan sorumlu tutulmamıştır. Çünkü bu durumlar doğrudan doğruya Yüce Yaratıcı nın dilemesi ile ilgilidir. Buna karşılık, namaz kılmak veya kılmamak, oruç tutmak veya tutmamak, iyi veya kötü bir işi yapıp yapmamak aklın ve özgür iradenin bir sonucu olduğu için kişi, bu davranışlardan sorumludur. Allah, insanı gücünü aşan konularda sorumlu tutmamıştır. Nitekim Kur an da şöyle buyrulmuştur: Allah, her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu kılar. Herkesin kazandığı hayır kendine, yapacağı kötülük de kendinedir... (Bakara suresi, 286. ayet.) Allah, insanı peygamberler aracılığıyla bireysel ve toplumsal sorumlulukları konusunda bilgilendirmiş, kişinin sorumluluklarının bilincinde olması gerektiğini hatırlatmıştır. İnsanın iyilik de yapsa kötülük de yapsa onun karşılığını mutlaka göreceğini belirtmiştir. Kur an da; Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür. (Zilzâl suresi, 7 8. ayetler.) buyrularak bu konuya dikkat çekilmiştir. Her birey, davranışlarından sorumlu olduğunu ve sonuçlarına katlanması gerektiğini bilerek hareket etmelidir. Doğru ve iyi işler yaptığında ahirette ödüllendirileceğini unutmadan hem bireysel hem de toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmalıdır. E BİLGİ KUTUSU İrade: Farklı durumlardan, seçeneklerden birini tercih etmek ve onu yapmaya ya da yapmamaya karar vermektir. Kısaca, bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücüne denir. Cüzi irade: İnsanın bir şeyi yapıp yapmama gücünün sınırlı olmasına cüzi irade denir. Külli irade: Yüce Allah ın dilediği her şeyi yapabilme gücüne külli irade denir. İnsanın iradesi cüzi irade, Allah ın iradesi külli irade olarak nitelendirilir. 16

17 3. Kaderle İlişkilendirilen Bazı Kavramlar Toplumda kaderle ilişkilendirilen bazı kavramlar vardır. Ecel ve ömür, hayır ve şer, afet, sağlık ve hastalık, rızık, başarı ve başarısızlık, tevekkül bunlardandır. Bu kavramların iyi anlaşılması, doğru bir kader anlayışının oluşmasına katkı sağlayacaktır Ecel ve Ömür Dünyadaki tüm canlı varlıkların bir sonu vardır. Bütün canlılar doğar, belirli şartlar çerçevesinde büyür ve belli bir zaman sonra ölürler. Çünkü ölüm, Allah ın tüm canlılar için belirlediği bir kaderdir. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: Her canlı ölümü tadacaktır (Âl-i İmran suresi, 185. ayet.) Başka bir ayette de, Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabb inin zatı baki kalacak. (Rahmân suresi, ayet.) şeklinde buyurmaktadır.? Ecel ve ömür ne demektir? Canlıların doğumundan ölümüne kadar geçen süreye ömür denir. Ömrün bittiği, hayatın sona erdiği zamana da ecel denir. Allah her canlıya bir ömür vermiştir. Ecel geldiğinde bu ömür sona erer. Eceli geciktirmek veya ölüme engel olmak mümkün değildir. Kur an daki; Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Münafikûn suresi, 11. ayet.) ayeti bu durumu açıklamaktadır. Kur an da ecel kavramı hem insanın sınırlı ömrü için, hem de yerdeki ve gökdeki her şey için kullanılır. Kur an daki; Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre (ecel) için yarattık. (Ahkaf suresi, 3. ayet.) ayeti bu durumu açıklamaktadır. İnsanlar gibi toplumların da ecelleri vardır. Nitekim Yüce Allah Kur an-ı Kerim de, bu konu ile ilgili olarak; Her toplumun süresi (eceli) vardır. Eceli gelince ne bir an geri, ne de bir an ileri gidebilirler. (Hicr suresi, 5. ayet.) buyurarak ecelden kaçışın mümkün olmadığını bildirmektedir. Tıpkı hayat gibi ölüm de Allah ın takdir etmesi, dilemesi ve istemesi ile olur. İnsan, yaşadığı sürede iyilik ve doğruluktan ayrılmadan, evrendeki yasalara uygun yaşamını sürdürmelidir. Ecel ve ömür ile ilişkili bir konu da tedbirdir. Tedbir, insanın başına gelebilecek tehlikelere karşı önlemini almasıdır. Bireyler, hiçbir zaman tedbiri elden bırakmamalı, şartlara uygun hareket etmelidir. Temizliğe dikkat etmeyen bir kişinin mikropların bulaşması sonucu hasta oluşundaki hata, kişinin bizzat kendisine aittir. Aracının bakımını yaptırmadan, trafik kurallarına uymadan yola çıkan bir sürücünün de kaza yapmasının sorumluluğunu kadere yüklemesi doğru değildir. İnsan, Allah ın kendisine verdiği aklı kullanarak hareket etmeli, gerekli tedbirleri almalı ve tehlikelerden uzak durmaya çalışmalıdır. 17

18 Yüce Allah, insana belirli bir ömür vermiştir. Bu durum, insanoğlunun değiştiremeyeceği bir gerçekliktir. Kişi, kendisine verilen ömrü iyi ve doğru işler yaparak geçirmelidir. Söylediği söz ve yaptığı davranışlardan sorumlu olduğunu bilerek yaşamını sürdürmelidir Hayır ve Şer Hayır, sözlükte iyi, güzel, yararlı ve faydalı anlamlarına gelir. Dinî terim olarak ise, Allah ın emrettiği, sevdiği ve yapılmasından hoşnut olduğu davranışlara hayır denir. Şer, sözlükte kötü, fena, çirkin, zararlı anlamlarına gelir. Dinimizde ise, Allah ın sevmediği, hoşlanmadığı ve yapılmasını istemediği, yapılması durumunda da ceza gerektiren davranışlara şer denir. İslam inancına göre hayır ve şerrin Allah tan geldiğine inanmak iman esaslarındandır. Bu evrendeki her şey Allah ın bilgisi, takdiri ve iradesinin bir sonucudur. Allah, hayırlı işleri Kur an da belirtmiş ve bunların yapılmasını isteyerek yapanları ödüllendireceğini açıklamıştır. Öte yandan şer kabul edilen davranışlardan kaçınılmasını emretmiştir. İnsan, hayrı da şerri de kendi seçimi ve özgür iradesi sonucu yapmaktadır. Hayırlı işe yöneldiğinde mükâfatını, şer olan işe yöneldiğinde de cezasını görecektir. Nitekim bu konuda Kur an da şöyle buyrulmaktadır: Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür. (Zilzâl suresi, 7 8. ayetler.) Allah, göndermiş olduğu peygamberler ve kutsal kitaplar ile insanlara iyiyi, doğruyu ve güzeli göstermiştir. Kur an bu gerçeği şu şekilde açıklamaktadır: Bir deneme olarak sizi hayır veya şer ile imtihan ederiz (Enbiya suresi, 35. ayet.) İnsanların, başlarına gelen olumsuzlukları, büyü, fal gibi şeylere veya Ne yapayım kaderim böyleymiş. gibi yanlış kader anlayışına bağlamaları doğru değildir. Bu anlayış dinimizin temel ilkelerine aykırıdır ve yanlıştır. İnsan, akıllı ve irade sahibi bir varlık olduğu için davranışlarında özgürdür. Hayrı da şerri de kendisi seçer. Bundan dolayı da yaptıklarından sorumludur. Nitekim bir ayette olumsuzlukların bireyin kendisinden kaynaklandığı bildirilerek bu gerçeğe dikkat çekilmektedir: Başınıza gelen herhangi bir kötülük kendi ellerinizle kazandıklarınız (yaptıklarınız) yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çoğunu affeder (Şura suresi, 30. ayet.) Yüce Allah, insanlara gerek kutsal kitaplar gerekse gönderdiği peygamberler ile hayrı ve şerri tanıtmış, iyilik ve kötülüğü açıklamıştır. Üstelik şerden kaçınmanın yollarını göstermiş, insanlara akıl, irade, güç ve kuvvet vermiştir. Biz de yaşamımızın bir imtihan olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmamalı, hayrın ve şerrin kendi özgür tercihimizin bir sonucu olduğunu unutmamalıyız. 18

19 3.3. Afet DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Kaderle ilgili kavramlardan biri de afettir. Sözlükte, başa gelen büyük felaket, kusur, hastalık, musibet anlamlarına gelen afet, günlük dilde daha çok beklenmeyen üzücü olaylar, yangın, sel, kuraklık, deprem, salgın hastalıklar gibi olaylar için kullanılmaktadır. Dünyada zaman zaman yangın, sel, deprem gibi afetler meydana gelmektedir. Bu afetlerde pek çok insan ölmekte, büyük miktarlarda maddi hasarlar oluşmaktadır. Aslında kâinattaki her olay Allah ın koymuş olduğu yasalar çerçevesinde gerçekleşmektedir. Buna dinî literatürde sünnetullah denilmektedir. İslam, insanın özgür iradesi dışında kalan olaylarda, bireylere herhangi bir sorumluluk yüklememiştir. Sorumluluk, sadece insanın seçme veya tercih yapma hakkının bulunduğu durumlar için söz konusudur. Tabii afetler, insan iradesi dışında gelişir. Ancak bu olaylara karşı bireyler, gereken tedbirleri almakla sorumludurlar. Örneğin, deprem Allah ın doğaya koyduğu kanunlar çerçevesinde gerçekleşen bir olaydır. Doğal bir felaket olan depremin nerede ve ne zaman olacağının bilinmesi günümüzde mümkün değildir. Ancak, bilimsel araştırmalar sonucunda deprem riski az olan yerler ve depreme karşı alınacak tedbirler bilinmektedir. Fay hattı üzerine yerleşim yerleri yapmamak, sağlam zemine, kaliteli malzeme ile binalar yapmak depremde can ve mal kaybını önleyici tedbirlerdir. Böyle durumlarda insanın sorumluluğu, gerekli tedbirleri alıp almadığı noktasındadır. Bu konuda Yüce Allah; Resim : Afetlerden korunmak için gereken tedbirler alınmalıdır. 19

20 Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir (Şûra suresi, 30. ayet.) buyurmaktadır. Gerekli önlem ve tedbirlerin alınmaması sonucu oluşan can ve mal kayıplarını Allah ın takdiri böyle imiş, kaderimizde bu afet varmış. diyerek karşılamak, yanlış bir tutumdur. İnsanlar, afetlerden korunmak için gerekli tedbirleri almalıdır. Allah ın evrene koymuş olduğu kanunlar sonucu meydana gelen doğal olayların afete dönüşmemesi için aklını kullanarak bilimsel çalışmalar yapmalı ve onlara da uymalıdır Sağlık ve Hastalık Sağlık ve hastalık da kaderle ilişkilendirilen konulardandır. Hastalık, insanın beden ve ruh sağlığının bozulmasıdır. En büyük nimetlerden biri olan sağlığı korumak, insanın sorumluluğundadır. Dinimiz, insanlardan sağlıklarını korumalarını ister. Ancak bazı insanlar gereken tedbirleri almadıkları için hastalanmakta, sonra da Ne yapayım, kaderim böyleymiş. demektedirler. Bu düşünce İslam dininin kader anlayışına uygun değildir. Çünkü insan, her konuda olduğu gibi sağlık konusunda da akıl ve iradesiyle gerekli tedbirleri almalı, sağlığını korumaya özen göstermelidir. Nitekim Peygamberimiz Resim : İnsan, sağlığını korumak için gerekli tedbirleri almalıdır. 20

21 bir hadisinde; Tedavi olunuz. Şüphesiz ki Allah, her hastalığın şifasını yaratmıştır. (Ebu Davud, Tıp, 1.) buyurarak insanları tedavi olmaya teşvik etmiştir. Hz. Muhammed, başka bir hadisinde; Bir yerde veba olduğunu duyduğunuzda, o yere gitmeyin. Bu hastalık bir yerde çıkar, siz de orada bulunursanız ondan kaçmak için o yerden ayrılmayınız. (Müslim, Selam, 32.) buyurarak hastalığın yayılmaması için, o günkü şartlarda karantinanın önemine dikkat çekmiştir. Hastalıktan kurtulmaya çalışmak için gerekli bilimsel tedavi yollarına başvurmak, kadere ve şifa verenin Allah olduğu inancına aykırı bir tutum değildir. Hz. Ömer in Şam seferi sırasında veba hastalığını duyunca ordusunu geri çekmesi üzerine bazıları, Allah ın kaderinden mi kaçıyorsun Ey Ömer? Kaderimizde ne varsa olur. demişlerdir. Bunun üzerine Hz. Ömer in; Allah ın kaderinden yine Allah ın kaderine kaçıyorum (tedbir alıyorum). sözleri hastalık ve sağlık konularının kader ile ilişkisinin nasıl algılanması gerektiğini bildirmektedir. Hasta olmadan önce gerekli tedbirleri alma, gerektiği zamanlarda doktora gidip muayene olma herkesin yapabileceği davranışlardır. Hastalıklardan korunma ve tedavi arama, kişinin sorumluluğundadır. Bu uygulamalar, İslam ın sağlık ve hastalık konusundaki kader anlayışına daha uygundur Rızık Yüce Allah ın, dünyadaki tüm canlıların yiyip - içmesi, yararlanması ve faydalanması amacıyla verdiği bütün nimetlere rızık denir. Allah, yeryüzünde bizim bildiğimiz - bilemediğimiz, gördüğümüz - göremediğimiz birçok canlı yaratmıştır. Tüm bu canlılar için de çeşit çeşit nimetler var etmiştir. Gökyüzündeki kuşlar, denizdeki canlılar, ormanlardaki hayvanlar Allah ın kendileri için yarattığı nimetlerle hayatlarını devam ettirmektedirler. Nitekim bu durum Kur an-ı Kerim de, Yeryüzündeki her canlının rızkı yalnızca Allah a aittir. (Hud suresi 6. ayet.) ayetiyle açıklanmıştır. Rızık, Allah tarafından belirlenmiştir. Ancak, rızkı arayıp bulmak insanlara aittir. Birey, çalışmalı, gayret ve sebat göstermelidir. Burada önemli olan, bireyin helal yollardan rızık arama çabasıdır. Hiçbir çaba göstermeden, tembellik ederek rızkın ayağına gelmesini beklemek Allah ın evrene koymuş olduğu yasalara aykırıdır. Allah, her şeyi bir sebebe bağlamıştır. İnsan bunu bilmeli, rızkını elde etmek için çalışıp çabalamalıdır. 21

22 Resim 01.05: İnsan, rızkını helal yoldan kazanmalıdır. Kader bağlamında rızkı doğru anlamak gerekir. Rızık Allah tarafından takdir edildiğine göre çalışmanın bir anlamı yoktur., Rızkım varsa bir gün mutlaka beni bulur, niye çalışayım?, Allah, benim rızkımı verir. şeklindeki yaklaşımlar, İslam ın kader anlayışıyla bağdaşmaz. Rızkın, ne şekilde, nasıl, ne zaman takdir edildiği bilinmediği için insan, bütün sebepleri yerine getirmeye çalışmalıdır. Nitekim Kur an da; İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. (Necm suresi, 39. ayet.) buyrularak insanın ancak çalıştığının karşılığını elde edeceği haber verilmektedir. İslam dini, helal yoldan kazanç elde etmeyi tavsiye etmiş, kişinin el emeğinin en hayırlı rızık olduğunu bildirmiştir. Helal ve temiz rızkın çalışarak kazanılmasının önemine işaret edilmiştir. Rızkı elde ederken iradesini kötü bir şekilde kullanan kişinin cezalandırılacağı, iyi bir şekilde kullananların ise ödüllendirileceği haber verilmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed, rızkını kazanmak ve başkalarına yük olmamak için ticaretle uğraşmıştır. Peygamberimiz bir hadisinde; Hiçbir kimse elinin emeği ile kazandığından daha hayırlı bir kazanç yememiştir (Buhari, Buyû, 15.) buyurarak çalışıp rızık kazanmanın gerekliliğine vurgu yapmıştır. İnsanlar, başkalarının malına göz dikmemeli, rızkını helal yoldan çalışarak kazanmalıdır. 22

23 3.6. Başarı ve Başarısızlık! Hiçbir başarı tesadüf olmadığı gibi, başarısızlık da kaderin bir sonucu değildir. Kader ile ilişkili kavramlardan biri de başarı ve başarısızlıktır. Başarı veya başarısızlık kişinin çalışmasına ve gayret göstermesine göre ortaya çıkan bir durumdur. İnsanlar, zaman zaman başarısızlıklarını kadere yüklemekte, böylece sorumluluktan kaçmayı tercih etmektedirler. Ancak bu düşünce İslam ın kader anlayışına uygun değildir. İslam dinine göre, başarı planlı çalışmanın, başarısızlık ise yeterli çalışmama veya plansızlığın bir sonucudur. Çalışmanın ürünü, başarıdır. Başarı, hem dünyada, hem de ahirette mutluluğun ve huzurun kaynağıdır. Hiçbir emek ve çaba göstermeden, tembellik etmek dinimizin karşı çıktığı bir durumdur. Kur an da çalışmak teşvik edilmiş, çalışanlar ise övülmüştür. Bununla ilgili olarak bir ayette; İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur, çalışması da yakında kendisine tastamam bir şekilde gösterilecektir (karşılığı verilecektir). (Necm suresi, ayetler.) buyrulmuştur. Başarı, Allah ın evrene koyduğu yasalara uygun hareket etmek suretiyle çalışarak elde edilecek bir sonuçtur. Buna göre Allah bütün sonuçları evrensel yasalar çerçevesinde sebeplere bağlamıştır. Başarılı olmanın sebebi çalışmaktır. Çalışan, alın teriyle, emeğiyle kazanır. Çalıştığının da mutlaka karşılığını alır. Bu yüzden derslerine Resim : Başarı çalışarak elde edilir. 23

24 çalışmayan bir öğrencinin zayıf alması, tarlasına gereken özeni göstermeyen bir çiftçinin yeterli ürünü elde edememesi kişinin kendi tercihinin bir sonucudur. Herhangi bir konuda başarılı olmak için konuyla ilgili tüm koşullar gözden geçirilmeli, planlı ve sistemli bir şekilde çalışılmalı, sabır ve azimle hareket edilmelidir. Birey ve toplumlar başarıyı ancak çalışarak elde ederler. İnsanlar doğruluktan ayrılmadan çalışmalı, başarılı olmak için gereken gayreti göstermelidir Tevekkül Tevekkül kaderle ilişkilendirilen önemli kavramlardan biridir. Bir amaca ulaşmak için gereken bütün tedbirleri aldıktan sonra işin sonucunu Allah a bırakıp ondan yardım dilemeye tevekkül denir. Bir çiftçinin tarlaya tohum ekmesi, sulayıp gübrelemesi ve her türlü bakımını yaptıktan sonra işin sonucunu Allah a bırakarak ona dua etmesi, güvenmesi ve ondan yardım dilemesi doğru bir tevekkül anlayışıdır. Aynı şekilde bir öğrencinin planlı ve düzenli bir şekilde dersine çalıştıktan sonra Allah a güvenip ondan yardım dilemesi İslam ın tevekkül anlayışına uygun bir davranıştır. Resim : Gerekli çalışmaları yaptıktan sonra Allah a tevekkül etmeliyiz. Dinimizde tevekkülün önemli bir yeri vardır. Kur an-ı Kerim de tevekkül ile ilgili birçok ayet bulunmaktadır. Örneğin; Karanını verdiğin zaman artık Allah a dayanıp güven. Çünkü Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever. (Al-i İmran 159. ayet.) ve Kim Allah a tevekkül ederse Allah, ona yeter. (Talak suresi, 31. ayet.) gibi ayetler insanın başarıya ulaşmak için elinden gelen tüm çabayı göstermesi, sonra da Allah tan yardım dilemesi gerektiğini açıklar. Sevgili Peygamberimiz de; Eğer siz Allah a hakkıyla tevekkül ederseniz, o, sizi kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırır. (İbn-i Mace, Zühd, 14.) buyurarak tevekkülün önemini belirtmiştir. 24

25 Tevekkül, çalışmaya ve ilerlemeye engel bir durum değildir. Tevekkül eden kimse, gayretinin sonucunu Allah tan bekler. Ancak bazı insanlar, yaptıkları işte üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeden tevekkül etmekte ve Ben Allah a güvendim, kaderimde ne varsa o olur. şeklinde düşünmektedirler. Ancak bu düşünce İslam ın tevekkül anlayışına uygun değildir. Allah, ancak elinden gelen gayreti gösterene ve çalışana yardım eder. Bu yüzden insanlar öncelikle üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeli, gerekli tüm tedbirleri almalı daha sonra da Allah tan yardım dilemeli ve ona güvenmelidirler. E BİLGİ KUTUSU İstiklâl Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy bir şiirinde tevekkülü şöyle anlatmaktadır: Allah a dayan, sâye sarıl, hikmete ram ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. Sây: çalışma, hikmet: bilgelik, ram: uymak, tabi olmak. İslam dininde tevekkül anlayışı nasıldır? Bir örnekle açıklayınız. 25

26 NELER ÖĞRENDİK? Kader ve kaza kavramlarını öğrendik. Allah ın başlangıçtan sonsuza kadar olmuş ve olacak olan tüm olayların yerini, zamanını bilip takdir etmesine kader denir. Allah ın önceden takdir edip belirlediği olayların zamanı geldiğinde Allah ın takdirine uygun şekilde gerçekleşmesine kaza denir. İnsanın akıl ve irade sahibi, özgür ve sorumlu olmasının kaderle ilgili yönünü açıkladık. İnsan akıl ve irade sahibi bir varlıktır. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özeliği akıl sahibi olmasıdır. İnsan aklıyla iyiyi-kötüyü, doğruyu yanlışı ayırt edebilir. Özgür iradesiyle seçim yapabilen insan, yaptığı seçimin sonucundan sorumludur. İnsanın dilediğini seçmesi, tercih etmesi, istediğine karar verip yönelmesi onun özgür olduğunu göstermektedir. Herhangi bir baskı ve zorlama altında olmadan tamamen kendi istek ve düşüncesiyle hareket eden özgür bir insan, sonuçtaki sorumluluğu da üstlenmelidir. İnsanın kaderi, iyilik ve kötülük işleyecek bir yetenekte yaratılmış olması, kendisine düşünme yeteneği (akıl), tercih etme bilinci (irade) ve bu tercihinin eyleme dökebilecek bir fiziksel yeterliliğin verilmiş olmasıdır. İnsan, özgür iradesiyle gerçekleşmeyen davranışlarından sorumlu değildir. İnsanın erkek veya kadın oluşu, boyu, ırkı ve ailesi gibi seçimlerde, nefes alışı, kalp atışı vb. fiillerde onun iradesinin herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Bu yüzden kişi bunlardan sorumlu değildir. Çünkü bu durumlar doğrudan doğruya Yüce Yaratıcı nın dilemesi ile ilgilidir. Buna karşılık, namaz kılmak veya kılmamak, oruç tutmak veya tutmamak, iyi veya kötü bir işi yapıp yapmamak aklın ve kişinin özgür iradesinin bir sonucu olduğu için sorumludur. Allah insanı gücünü aşan konularda sorumlu tutmamıştır. Allah ın ve kulun iradesi arasındaki ilişkiyi fark ettik. Yüce Allah ın dilediği her şeyi yapabilme gücüne külli irade denir. Allah, sonsuz güç ve irade sahibidir. Onun her şeye gücü yeter. İnsanın iradesi ise sınırlıdır. Yüce Allah ın insana vermiş olduğu sınırlı şekildeki iradeye cüzi irade denir. İnsan, kâinatta istediği, dilediği her şeyi yapamaz. Örneğin insan, cinsiyetini, ırkını, ailesini kendisi belirleyemez. Bunlar Allah tarafından ezelde takdir edilmiştir. Bundan dolayı insan, kendisinin tercihi dışında gerçekleşen olaylardan sorumlu tutulmamıştır. İnsan, cüzi iradesini kullanarak iyiyi - kötüyü, faydalı - zararlı şeyi seçebilir. Bu seçtiğinden de sorumludur. Kader ve kaza ile ilgili toplumda yaygın olan yanlış algı ve tutumları öğrendik. Ecel, ömür, rızık, tevekkül, başarı, başarısızlık, afet, sağlık, hastalık, hayır ve şer kavramlarının kaderle ilişkisini açıkladık. İnsanların, başlarına gelen olumsuzlukları, Ne yapayım kaderim böyleymiş. gibi yanlış kader anlayışına bağlamaları doğru değildir. İnsan, akıllı ve irade sahibi bir varlık olduğu için davranışlarında özgürdür. Hayrı da şerri de kendisi seçer. Bun- 26

27 dan dolayı da yaptıklarından sorumludur. Gerekli önlem ve tedbirlerin alınmaması sonucu oluşan can ve mal kayıplarını Allah ın takdiri böyle imiş, kaderimizde bu afet varmış. diyerek karşılamak, yanlış bir tutumdur. İnsanlar, afetlerden korunmak için gerekli tedbirleri almalıdır. Dinimiz, insanlardan sağlıklarını korumalarını ister. İnsan, her konuda olduğu gibi sağlık konusunda da akıl ve iradesiyle gerekli tedbirleri almalı, sağlığını korumaya özen göstermelidir. Tevekkül kaderle ilişkilendirilen önemli kavramlardan biridir. Bir amaca ulaşmak için gereken bütün tedbirleri aldıktan sonra işin sonucunu Allah a bırakıp ondan yardım dilemeye tevekkül denir. Tevekkül, çalışmaya ve ilerlemeye engel bir durum değildir. Tevekkül eden kimse, gayretinin sonucunu Allah tan bekler. Ancak bazı insanlar, yaptıkları işte üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeden tevekkül etmekte ve Ben Allah a güvendim, kaderimde ne varsa o olur. şeklinde düşünmektedirler. Ancak bu düşünce İslam ın tevekkül anlayışına uygun değildir. Allah, ancak elinden gelen gayreti gösterene ve çalışana yardım eder. Bu yüzden insanlar öncelikle üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeli, gerekli tüm tedbirleri almalı daha sonda da Allah tan yardım dilemeli ve ona güvenmelidirler. Kaza ve kader inancının bireyin tedbir almasına engel olmadığının farkına vardık. Kaza ve kader inancı insanın tedbir almasına engel değildir. Tedbir, insanın başına gelebilecek tehlikelere karşı önlemini almasıdır. Bireyler, hiçbir zaman tedbiri elden bırakmamalı, şartlara uygun hareket etmelidir. Temizliğe dikkat etmeyen bir kişinin mikropların bulaşması sonucu hasta oluşundaki hata, kişinin bizzat kendisine aittir. Aracının bakımını yaptırmadan, trafik kurallarına uymadan yola çıkan bir sürücünün de, kaza yapmasının sorumluluğunu kadere yüklemesi doğru değildir. İnsan, Allah ın kendisine verdiği aklı kullanarak hareket etmeli, gerekli tedbirleri almalı ve tehlikelerden uzak durmaya çalışmalıdır. 27

28 DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Allah ın önceden takdir ettiği olayların zamanı geldiğinde ortaya çıkmasına ne denir? A. Kader B. Kaza C. İrade D. Tevekkül 2. Kararını verdiğin zaman artık Allah a dayanıp güven. Çünkü Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever. (Âl-i İmran suresi, 159. ayet.) Bu ayette aşağıdakilerden hangisine işaret edilmektedir? A. Tevekkül B. Tedbir C. Tefekkür D. Takdir 3. Aşağıdakilerden hangisi kaderle doğrudan ilişkili kavramlardan birisi değildir? A. Ecel - ömür B. Rızk C. Başarısızlık D. İbadet 4. İnsan, aşağıdakilerden hangisinden sorumlu tutulmuştur? A. Cinsiyetinden B. Renginden C. Irkından D. Davranışlarından 5. Yüce Allah ın dilediği her şeyi yapabilme gücüne ne denir? A. Hayır ve şer B. Tevekkül C. Cüzi irade D. Külli irade 6. Allah ın insanlara verdiği kaderle ilgili en önemli özellik aşağıdakilerden hangisidir? A. Konuşma B. Görme C. Akıl D. İşitme 28

29 7. Canlıların doğumundan ölümüne kadar geçen süreye ne denir? A. Ömür B. Ecel C. Rızık D. Sağlık DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 8. Yüce Allah ın, dünyadaki tüm canlıların yiyip - içmesi, yararlanması ve faydalanması amacıyla verdiği nimetlere ne denir? A. Sağlık B. Rızık C. Tevekkül D. Ömür 9. Aşağıdakilerden hangisi doğru tevekkül anlayışına uygun değildir? A. Hasta olduğunda tedavi olmak B. Sınavlardan önce derse çalışmak C. Başarısızlığını, Kaderim böyleymiş. diyerek açıklamak D. Trafik kurallarına uygun bir şekilde yola çıkmak 29

30 . ÜNİTEDE ÖĞRENDİKLERİMİZİ NOT EDELİM 30

31 2. ÜNİTE İSLAM DA İBADETLERDE İLKELER VE İBADETLERİN FAYDALARI ÖĞRENME ALANI: İBADET İbadetlerde kolaylık hangi anlama gelir?

32 Bu ünitenin sonunda; NELER ÖĞRENECEĞİZ? 1. İslam da ibadetlerle ilgili bazı temel ilkeleri açıklayacaksınız. 2. İslam da ibadetlerdeki kolaylıklarla ilgili bilgiler öğreneceksiniz. 3. Başkalarının ibadet etme hakkına saygılı olmak gerektiğinin farkına varacaksınız. 4. İbadetlerin bireysel ve toplumsal faydalarını açıklayabileceksiniz. 5. İbadetlerin bireye iç huzuru sağladığını ve kendine güveni geliştirdiğini fark edeceksiniz. 6. İbadetin insanın kendi hayatındaki faydalarını açıklayabileceksiniz. 7. İbadetlerin ahlakın güzelleşmesine katkı sağladığını fark edeceksiniz. ANAHTAR KAVRAMLAR Samimiyet İsteklilik Kolaylık İBADETLER Gösterişten uzak olmak Bireysel faydalar Toplumsal faydalar 32

33 GİRİŞ Bu ünitede, ibadetleri yerine getirirken isteklilik, samimiyet ve gösterişten uzak olmak gibi bazı temel ilkelerin olması gerektiği açıklanacak, ibadetlerdeki kolaylıklar hakkında bilgiler verilecektir. İbadetlerin bireysel ve toplumsal faydaları anlatılacaktır. 1. İbadetler ile İlgili Temel İlkeler Yüce Allah, Kur an-ı Kerim de, insanları kendisine ibadet etmeleri için yarattığını belirtmiştir. İnsan yaratıcısını tanımalı, onun verdiği nimetlerin şükrünü yerine getirmek için ibadet etmelidir. Yapılan ibadetlerin, amacına ulaşması için kişinin istekli, samimi ve gösterişten uzak olması gibi temel ilkeler vardır. İbadetler ile İlgili Temel İlkeler İsteklilik ve Samimiyet Gösterişten Uzak Olmak Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik 1.1. İsteklilik ve Samimiyet! Allah ın rızasını kazanmak, ibadetlerimizde ve günlük hayatımızda samimi olmakla mümkündür. İbadetlerin Allah katında makbul olması için isteklilik ve samimiyet önemlidir. İbadetler ancak istekli yapıldığında amacına ulaşır. İstemeyerek yapılan bir ibadet dinimizde makbul sayılmamıştır. Çeşitli baskılarla veya isteksizce kılınan bir namaz, tutulan bir oruç Yüce Allah ın kullarından istediği ibadetin anlam ve özelliğini taşımaz. İbadet, Allah ın buyruklarını yerine getirmek, ona şükran ifade eden davranışlarda bulunmak olduğuna göre isteyerek ve samimi duygularla yapılması halinde amacına ulaşır. Bir insanı inanması için zorlamak yasak olduğu gibi, ibadet etmesi için de zorlamak doğru değildir. İbadetler zorlama olmaksızın, iyi bir niyet, rıza ve gönüllülük esasına göre yapılmalıdır. İnsanlara doğru yolu gösteren Allah, kullarından ibadet etmelerini ister ama kullarının birbirine bu yönde baskı yapmalarına rıza göstermez. 33

34 ? İbadetlerde? İbadetlerdeki İnsanlar, çevresindekilere ancak öğüt verir, ibadet etmeleri yönünde tavsiye ve telkinde bulunur, yaptığı ibadetlerle başkalarına güzel örnek olur. samimiyet ne demektir? İbadetleri yerine getirirken istekli olmanın yanı sıra samimiyet de önemlidir. Çünkü ibadet içtenlikle, maddi çıkar gözetmeden, yalnız Allah ın rızasını kazanmak için yapıldığında gerçek amacına ulaşır. Bu duyguya ihlâs denir. Samimiyet; içtenlik, candan ve gönülden demektir. İbadetlerde samimiyet ise; gösterişten uzak olarak sadece Allah rızası için içtenlikle ibadet etmek demektir. İbadetteki niyetimizin ne olduğunu, samimi olup olmadığımızı Allah bilmektedir. Ona hiçbir şey gizli kalmaz. Allah ibadetlerimizi niyetlerimizdeki samimiyetimize göre değerlendirir. Samimiyet ibadetin hem ruhu hem de özüdür. Allah, kendisine samimi olarak ibadet etmemizi emretmektedir. Kur an da ibadetlerin içtenlikle yapılması gerektiği; De ki: Şüphesiz bana, dini Allah a has kılarak ona ibadet etmem emredildi. (Zümer suresi, 11. ayet.) ayetiyle belirtilmektedir. Peygamberimiz de ibadetteki samimiyetin önemini şöyle ifade etmiştir: Sizden biriniz Allah a kulluktaki samimiyetini güzelleştirirse yaptığı her iyilik onun için on katından yedi yüz katına kadar çoğaltılarak yazılır (Buhari, İman, 16.) samimiyet insana ne kazandırır? Samimiyet, ibadetler ile yaratıcımıza yakınlaşmamızı sağlar. İçimizdeki fenalığın ve kötülüğün giderilmesine yardımcı olur. Müslümanların, Allah ın rızasını kazanmak için, samimi olarak yaptığı her güzel iş ve davranış bir ibadet gibidir ve kendisine sevap kazandırır. Bu bakımdan insanlar, iş hayatında, mesleki çalışmalarında, ailevi ve sosyal ilişkilerinde daima niyetini samimi tutmalı, Allah ın rızasını gözeterek hareket etmelidir. Resim : İbadetlerde samimiyet ve isteklilik önemlidir. 34

35 1.2. Gösterişten Uzak Olmak Bir iyiliği veya bir ibadeti Allah ın rızasını kazanmak için değil, insanların beğenisini kazanmak için yapmaya gösteriş denir. Bu duruma dinî literatürde riya denir. İbadetlerin geçerli olması için gösterişten uzak olması gereklidir. Gösteriş ve çıkar için yapılan ibadetler, Allah katında makbul değildir. Yüce Allah, Müslümanlara yaptıkları ibadetlerde gösterişten uzak olmalarını emretmiş ve şöyle buyurmuştur: Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah a ve ahiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın (Bakara suresi, 264. ayet.) Bu ayette Allah rızası gözetilmeyen bir ibadetin geçersiz olduğu vurgulanmıştır. E BİLGİ KUTUSU Bilgili desinler diye ilimle uğraşmak, dindar görünmek için ibadet etmek, cömert desinler diye zekât ve sadaka vermek gibi davranışlar dinimizde hoş görülmez. Gerçek Müslüman, ibadetini gösterişten uzak olarak ve sadece Allah ın rızasını gözeterek yapar. Örneğin, yoksullara, ihtiyaç sahiplerine yardım ettiğinde onları incitmeden ve mümkün olduğunca kendisinin verdiğini belli etmeden verir. Namaz kıldığında başkalarının görmesi için değil sadece Allah a kulluk görevini yerine getirmek için ibadetini yapar. Bizler, ibadetlerimizde ve günlük yaşantımızda Allah a karşı samimi davranmalı, gösterişten uzak durmalı, ibadetlerimizi Allah ın rızasını kazanma arzusuyla yapmalıyız. Resim : İbadetlerde gösterişten uzak olmak önemlidir. 35

36 ? İbadetlerde 1.3. Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik İbadetlerle ilgili temel ilkelerden biri de ibadetlerin kolaylık ve güç yetirebilirlik esasına dayalı olmasıdır. Yüce Allah ın kullarına emrettiği ibadetler insanların kaldıramayacağı ve güç yetiremeyeceği şekilde değildir. Dinin emir ve yasakları, insanların yaratılışına uygun ve yapılabilirliği mümkün olan buyruklardır. İslam dininin evrensel niteliklerinden birisi de kolaylık dini olmasıdır. İslam, insanı zora ve sıkıntıya sokmak için gelmemiştir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez... (Bakara suresi, 185. ayet.) Bir başka ayette de; Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez... (Maide suresi, 6. ayet.) buyurarak dinin özünde bir zorluğun olmadığını bildirmiştir. kolaylık örnekleri nelerdir? Müslümanların yapmaları gereken ibadetler, Kur an-ı Kerim de ve Peygamberimizin sünnetlerinde açıklanmıştır. Ancak Yüce Allah, emretmiş olduğu ibadetlerde insanlara çeşitli kolaylıklar getirmiştir. Bu kolaylıkların hangi şartlarda ve ne gibi durumlarda uygulanabileceği fıkıh kitaplarında açıklanmıştır. Hastalık veya yaşlılıktan dolayı ayakta namaz kılamayanların oturarak namaz kılabilmesi, hasta veya yolcu olanların Ramazan oruçlarını erteleyebilmeleri, yolcuların yolculukları boyunca dört rekâtlık farz namazlarını iki rekât olarak kılabilmeleri, suyun bulunmadığı ortamlarda teyemmümle abdest alınabilmesi, soğuk havalarda mest kullanılabilmesi dinimizin ibadetlerde sağlamış olduğu kolaylıklardan bazılarıdır. Resim : Mest kullanmak, ibadetlerdeki kolaylıklardan biridir. 36

37 İbadetlerdeki kolaylıklar, özel durumlar için geçerli olan uygulamalardır. İbadetler yerine getirilirken karşılaşılan güçlükler ibadet yapmayı zorlaştırıyorsa dinin belirlediği şekillerde kolaylık ölçüleri kullanılır. Önemli olan bu kolaylık ilkelerini menfaatimize göre değil, gücümüzün yettiği şartlar çerçevesinde uygulamaktır. Dinde esas olan zorlaştırmak değil kolaylaştırmak ve sevdirmektir. Peygamberimiz; Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhari, İman, 29.) buyurmuş ve ibadetlerde kolaylık ve güç yetirebilirlik ilkesine işaret etmiştir. İbadetlerle ilgili temel ilkeler nelerdir? Aşağıya yazınız. 2. İslam da İbadetlerin Faydaları Sözlükte, itaat etmek, boyun eğmek anlamlarına gelen ibadet, dinî terim olarak; Allah a kulluk etmek, saygı göstermek, onun emirlerini yerine getirmek demektir. İnsanların, Allah a kulluk bilinci ile iman ve inancının bir gereği olarak yaptığı bütün iyi ve güzel davranışlar ibadet olarak nitelendirilir. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, Kur an okumak başlıca ibadetlerdendir. Bunun yanı sıra Allah rızası için yapılan bütün salih ameller de ibadettir. Örneğin, ilim öğrenmek ve öğretmek, dua etmek, dinin emir ve yasaklarına uymak, helal kazanç için çalışmak, iyiliği tavsiye edip kötülüklerden sakındırmak gibi her türlü güzel davranış ibadettir. Yüce Allah kullarına ibadet etmelerini emretmiştir. Ancak onun ibadete ihtiyacı yoktur. Allah, hiçbir şeye ve hiçbir kimseye muhtaç değildir. Bizi bizden daha iyi bilen Yüce Allah, ibadetleri kendisi için değil, bizim faydamıza olduğu için emretmiştir. İbadetler, Allah emrettiği için yapılır. Yani Müslümanlar ibadetlerini sadece, Allah ın rızasını kazanmak ve onun emrini yerine getirmek için yaparlar. Buna, ibadetlerde samimiyet (ihlâs) denir. Kur an da yer alan; (Rabb imiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. (Fatiha suresi, 5. ayet.) ayeti insanların ibadetlerini sadece Allah için yapmaları gerektiğini belirtmektedir. Bununla birlikte Yüce Allah ın emretmiş olduğu ibadetlerde hem bireysel hem de toplumsal birçok fayda vardır. İbadetler insanın yaratıcısı ile ilişkisini güçlendirir. İnsanda güven duygusunu ve sorumluluk bilincini geliştirir. Bunların yanında ibadetler; güzel ahlakın 37

38 gelişmesini sağlar, kötülüklerden alıkoyar, sosyal yardımlaşmayı teşvik eder, sabrı ve diğerkâmlığı öğretir. E UNUTMAYALIM İnsan, ibadetlerde niyetini samimi tutmalı ve öncelikle Allah emrettiği için ibadet etmelidir. Spor yapmak için namaz kılmak, zayıflamak için oruç tutmak, toplumda itibar kazanmak için zekât vermek ibadetlerin emrediliş amacına uygun değildir. İnsan, samimi olarak ibadet etmekle birlikte Yüce Allah, ibadetler sonucunda insana bireysel ve toplumsal çeşitli yararlar sağlayabilir. Bunlar, Allah ın kullarına rahmeti ve ikramıdır İbadetlerin Bireysel Faydaları! Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar. (Bakara suresi, 186. ayet.) Allah ın yapılmasını emrettiği ibadetlerde bireysel anlamda birçok fayda ve hikmet vardır. İbadetler, insanın yaratıcısı ile ilişkisini güçlendirir. Sadece Allah ın rızasını kazanmak için, gösterişten uzak olarak yapılan ibadetler, kulun Allah a yaklaşmasını sağlar. Allah a gönülden yönelme olan ibadet, onun eşsiz büyüklüğü karşısında insanın güçsüzlüğünü anlama halidir. İbadetlerin özünde, insanın yaratanını hatırlaması, kulluk bilincini gönlüne yerleştirmesi; verilen sonsuz nimetlere karşı teşekkür etme duygusu vardır.? İbadetler insanın yaratıcısı ile ilişkisini nasıl güçlendirir? İbadet, kul ile Yaratıcı arasında manevi yakınlaşma sağlar. Belirli vakitlerde Allah a yönelmek, insanın yaratan ile ilişkisini güçlendirir. Örneğin, namaz kılan insan, günde beş defa Allah ın huzuruna durmakla ona manevi olarak yaklaşmış olur. Oruç tuttuğunda her an Allah ın emrinin bilincinde olur ve sırf Allah emrettiği için bir şey yiyip içmez. Böylece oruçlu olduğu tüm zaman dilimlerinde Allah la iletişimi daha kuvvetli olur. İnsan, belirli vakitlerde yapmış olduğu ibadetlerle yaratıcısına karşı sevgisini ve şükrünü ifade eder. İbadetler, bireylerin olgunlaşmasına, günlük hayatta düzenli ve planlı bir yaşam sürmesine imkân tanır. İbadet eden kişi, görevini yapmanın bilinciyle hareket eder. İbadet, kalplere Allah sevgisini ve saygısını yerleştirir. 38

39 ? İbadetler insanın iç huzurunu nasıl güçlendirir? İbadetler, insanın iç huzurunu güçlendirir. İbadetler, bireylerin ruhlarını, iç dünyalarını çeşitli sıkıntı ve streslerin olumsuz etkilerinden korur. İbadet eden kimse, görevini yerine getirmenin bilinci ile mutlu ve huzurlu olur. İç huzurunu sağlayan kişi, gelecekle ilgili yersiz korku ve endişelerden uzak olur. Bu yönleriyle ibadetlerin, hem insanın ruh ve beden sağlığını koruması hem de kişiliğini geliştirmesi bakımından önemli faydaları vardır. Yüce Allah, ibadetlerin insana huzur verdiğini belirtmektedir. Kur an daki; Bilesiniz ki kalpler ancak Allah ı anmakla huzur bulur. (Ra d suresi, 28. ayet.) ayeti, bu gerçeği ifade etmektedir.? İbadetler insanda güven duygusunu nasıl geliştirir? İbadetler insanda güven duygusunu geliştirir. Gücünün sınırlı olduğunun farkına varan insan, daha güçlü bir varlığa sığınma ihtiyacı hisseder. Bireylerin yalnızlık ve kimsesizlik gibi duygulardan kurtulmasına imkân tanıyan ibadetler, insandaki güven duygusunu geliştirir. Gücü, kudreti ve ilmi sonsuz bir Yaratıcının huzurunda olmak, kişiye rahatlık, güven ve huzur verir. Örneğin, insan yapmış olduğu dualar ile sonsuz güç ve kudret sahibi Yüce Yaratıcıya sığınmış olur. Böylece kişi manevi olarak güvende olduğunu bilir, huzurlu ve mutlu olur. İnsan, bilerek veya bilmeyerek günah işleyebilir. İşlediği suçtan dolayı pişmanlık duyan, hatasından dönmek isteyen birey tövbe ve dua ile Allah tan bağışlanma diler. Tövbe; kişinin işlediği günah nedeniyle Allah tan özür dilemesi ve bir daha Resim : İbadetler, insanın iç huzurunu güçlendirir. suç işlememeye söz vermesidir. Tövbe etmek, kişiye huzur ve güven verir. Bu güven duygusu insana pozitif enerji kazandırarak hayata daha olumlu bakmasını sağlar. 39

40 ? İbadetler insanda sorumluluk bilincini nasıl geliştirir? İbadetler insanda sorumluluk bilincini geliştirir. Yaratıcısına karşı görev ve sorumluluklarını bilen insan, tüm davranışlarında bilinçli bir şekilde hareket etmeye çalışır. Hem kendisine hem insanlara hem de Allah a karşı sorumluluklarını yerine getirmek için gayret gösterir. Allah tarafından en güzel şekilde yaratılan insanoğlu, dünyada başıboş bırakılmamıştır. Kişi, doğayı ve çevreyi insanlar ve diğer canlılarla paylaşır. Bundan dolayı, insan sadece kendisini değil, diğer insanları ve canlıları da düşünmelidir. İbadet etmekle sorumluluk kazanan insan, bütün varlıkları Allah ın yarattığını bilir ve tüm canlılara karşı merhametli olur. Böylece ibadetler, bireylerin bütün varlıklara karşı sorumluluk bilinci kazanmasına katkı sağlar. Bütün ibadetler, Yüce Yaratıcının sonsuz nimetlerine karşı bir şükür ifadesidir. İbadetler kişinin vicdan muhasebesi yapmasına imkân tanır. Böylece ibadetler, insanın kötü davranışlardan uzaklaşmasına ve güzel ahlak sahibi olmasına katkı sağlar. İbadetlerin bireysel faydalarının başlıcaları nelerdir? Aşağıya yazınız İbadetlerin Toplumsal Faydaları Yüce Allah ın emrettiği ibadetlerin bireysel faydalarının yanında toplumsal faydaları da vardır. İbadetler, insanın iç dünyasına huzur verirken insanlar arası ilişkileri de düzene koyar. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği sağlayan en önemli etkenlerin başında ibadetler gelir. İbadetlerin insanları kaynaştırma, birlik ve beraberliği geliştirme gibi toplumsal faydaları vardır. Güzel ahlaklı olmak ve iyi davranışlarda bulunmak, bir toplum için son derece önemdir. İbadetler; güzel ahlakın gelişmesine katkıda bulunur. Ahlaklı olma, İslam dininin çok önem verdiği ve tavsiye ettiği bir davranıştır. Kur an ın pek çok ayeti, insana güzel ahlaklı olmayı öğütlemektedir. Örneğin, doğru sözlü olmak, yalan söylememek, içki, kumar gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak bu öğütlerden bazılarıdır. Yaşantısıyla tüm insanlığa güzel ahlak örneği olan Peygamberimiz için Yüce Allah Kur an da; Ey resulüm, elbette ki sen en güzel ahlak üzeresin! (Kalem suresi, 40

41 4. ayet.) buyurmuş ve onun ahlakını övmüştür. Bir gün, Hz. Aişe ye Peygamberimizin ahlakının nasıl olduğu sorulunca; Onun ahlakı Kur an ahlakıydı. şeklinde cevap vermiştir. (Müslim, Müsafirin, 139.) İbadetlerin düzenli bir şekilde yapılması, kişinin güzel ahlak sahibi olmasına ve çevresine karşı sorumlu bir birey olmasına katkı sağlar. Güzel ahlak, doğru ilkelerin insanda davranış haline gelmesi, alışkanlığa dönüşmesi durumudur. İslam, inananların güzel ahlak sahibi olmalarını ister. Nitekim Peygamberimiz bir hadisinde; Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. ( Muvatta, Hüsnül Hulk, 8.) şeklinde buyurarak bu duruma işaret etmiştir. Ahlaklı olma ve ahlaki yaşayış, İslam dininin çok önem verdiği bir davranıştır. Peygamberimiz bir başka sözünde; İnananların iman yönünden en mükemmeli ahlak yönünden en güzel olanıdır. (Tirmizi, İman, 2612.) buyurarak ahlaklı olmanın imanın bir gereği olduğuna vurgu yapmıştır. İbadetler kötülüklerden alıkoyar. İbadet etmek, kişinin davranışlarında bilinçli olmasını sağlar. İnsanlar, ibadetle Allah ın hoşnutluğunu kazanmayı ve güzel ahlak sahibi olmayı hedeflerler. Toplumları tehdit eden kötü alışkanlıkların ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesinde ibadetlerin olumlu etkileri olduğu görülmektedir. Örneğin, ramazan ayında alkol tüketimi ve suç işleme oranları diğer aylara göre daha azdır. İbadet eden kimse, kendi kendini denetler. Kötü alışkanlıklardan uzak durmaya gayret gösterir ve dinin emrettiği güzel davranışları yapar. Bu durum bireyin güzel ahlaklı olmasına katkı sağlar. İbadetlerini düzenli bir şekilde yapan insan, daima iyiliklere yönelir, kötü söz ve davranışlardan da kaçınmaya büyük gayret gösterir. Kur an da ibadetlerin insanları kötülüklerden uzaklaştıracağı belirtilmiş ve Namazı dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar... (Ankebut suresi, 45. ayet.) buyrularak bu gerçeğe işaret edilmiştir. Sabır, toplumsal hayatta insanların ilişkilerini olumlu yönde etkileyen ahlaki bir erdemdir. İbadetler insana sabrı öğretir. İslam dininde emredilen ibadetlerin faydalarından birisi de insana sabrı ve iradesine hâkim olmayı öğretmesidir. Örneğin; temel ibadetlerden biri olan oruç, insana sabırlı olmayı ve iradesine hâkim olmayı öğretir. Oruç tutan insan, iftar vaktine kadar açlığa ve susuzluğa dayanır, nefsi arzulasa bile hiçbir şey yiyip içmez. Bu şekilde iradesine hâkim olur. Oruç ibadetinin insana sabrı öğrettiğini belirten Peygamberimiz bir hadisinde; Oruç sabrın yarısıdır. (Tirmizi, Daavat, 187.) buyurarak bu konuya vurgu yapmıştır. İbadetlerin toplumsal faydalarından birisi de insanlara diğerkâmlığı öğretmesidir. Diğerkâmlık; Kişinin kendisinin de ihtiyacı olan bir şeyi başkalarıyla paylaşabilmesi, gerektiğinde fedakârlıkta bulunarak başkalarına yardım edebilmesidir. Bu ahlaki özelliğin toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın gelişmesinde büyük katkısı vardır. 41

42 ? İbadetler Diğerkâmlık, Müslümanların önemli özelliklerinden birisidir. İslam tarihinde diğerkâmlığın en güzel örneği Peygamberimiz döneminde görülmüştür. Müşriklerin işkenceleri sonucu bütün mallarını Mekke de bırakıp Medine ye göç eden muhacirlere, Medineli Müslümanlar (ensar), evlerini açmış ve her şeylerini Müslüman kardeşleriyle paylaşmışlardır. Bu durum Kur an-ı Kerim de şöyle anlatılmıştır: Muhacirlerden önce Medine ye yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunmalarına rağmen, onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Haşr suresi, 9. ayet.) Medineli Müslümanlar Mekke den hicret ederek gelen Müslüman kardeşleriyle bütün mal varlıklarını paylaşarak büyük bir diğerkâmlık örneği göstermişlerdir. sosyal yardımlaşma, dayanışma ve kaynaşmaya nasıl katkı sağlar? İbadetlerin toplumsal faydalarından birisi de sosyal yardımlaşmayı ve kaynaşmayı teşvik etmesidir. İbadetler kişinin sosyalleşmesine katkıda bulunur. İslam dini, insanlar arasında sosyal yardımlaşmayı teşvik etmiştir. Toplum içinde yaşayan yoksul insanlar, sıkıntılarını dile getirmekten ve başkalarından yardım istemekten çekinebilirler. Dinimiz maddi gücü yerinde olan kimselere, fakir ve muhtaç insanları bulup ihtiyaçlarını karşılamalarını öğütler. Zekât ve sadaka gibi maddi yardımlar, toplumsal birlik ve beraberlik açısından çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Bu yüzden paylaşma ve yardımlaşma zengin ile fakir arasındaki kini, düşmanlığı yok ettiği gibi sevgi ve saygının oluşmasına da katkı sağlar. Oruç, kurban gibi ibadetlerin de sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya büyük katkıları vardır. Maddi gücü yerinde olan kimseler kestikleri kurbanların etini fakirler, ihtiyaç sahipleri ve komşular arasında paylaştırırlar. Bu yardımlaşma ve paylaşma, toplumda karşılıklı sevgi ve saygının oluşmasına imkân tanır. Toplu halde yerine getirilen cuma ve bayram namazları ve hac gibi ibadetlerde birliktelik şuuru oluşur. İnsanlar arasındaki sosyal eşitliği oluşturan ibadetler; üstünlük, kibir, küslük gibi kötü durumların yok olmasına katkı sağlar. İbadet eden kimse, Allah ın huzurunda bütün insanların eşit olduğunu bilir. Üstünlüğün sadece Allah a ibadet etmek ve onun rızasını kazanmakla olduğu bilincini taşır. İbadet eden kişi, insanların, ırk, renk, dil ve cinsiyet gibi farklılıklarının Allah ın yanında önemli olmadığının farkına varır. Toplu halde yapılan ibadetler, Müslümanlar arasındaki makam, mertebe ve ırk üstünlüğü gibi duyguları ortadan kaldırıp sosyal eşitliği ve kaynaşmayı sağlar. Cuma, bayram ve cenaze namazları gibi topluca kılınmaları gereken ibadetlerle insanların, birlikte yaşama ve dayanışma bilinci gelişir. Bireyler arasındaki kardeşlik ruhu ve dayanışma belirgin bir biçimde görülür. Aynı inanç etrafında birliktelik, toplum olma bilincini canlandırır. 42

43 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Değişik kıtalardan, birçok farklı ırktan insanın aynı amaç için toplandığı Hac ibadeti bütün Müslümanların tanıştığı, kaynaştığı sosyal bir ibadettir. Ramazan ayında, fakir insanların davet edildiği iftar sofraları da kaynaşmanın en güzel örneklerinden biridir. Kurban Bayramı nda maddi gücü yerinde olan insanların kestiği kurbanları, kesemeyen insanlarla paylaşması sosyal birlikteliği pekiştirir. Kişi, cemaatle namaz kılmakla, farklı birçok insanla, tanışma ve görüşme fırsatı elde eder. Bu durum, arkadaş ve dost edinme gibi sosyal nitelikli birçok olumlu sonuçlar doğurur. Dinî bayramlar nedeniyle birbirleriyle dargın olanlar barışır, akrabalar ziyaret edilir. Resim 02.05: Hac ibadeti, kaynaşmaya katkı sağlar. İbadet eden insan, başkasına zarar vermez. İnsanlara karşı tatlı dilli, hoşgörülü ve güler yüzlü olur. Fakirlere yardım etmeye, yoksulların ihtiyaçlarını karşılamaya özen gösterir. Kimsesizleri korumak, zor durumda olanlara destek olmak, dinimizin emri olduğu gibi iyi ahlaklı bir birey olmanın da gereğidir. İnsan, kendisinden küçük olanlara merhamet, büyüklerine de saygı göstermelidir. Dostlarını ve yakın akrabalarını ziyaret edip hastalara geçmiş olsun demelidir. Kişi kötülük yapanları bağışlamalı, herkese iyilik yapmalıdır. İşte ibadetler sonucu kazanılan bu olumlu davranışlar, kişiyi güzel ahlaklı bir birey yapar, toplumda da huzur ve güvenin yerleşmesine katkıda bulunur. En önemlisi de bireyler arasında kaynaşmaya vesile olur. Bütün bunlar, ibadetlerin toplumsal yardımlaşma, dayanışma ve kaynaşmaya büyük katkı sağladığını göstermektedir. 43

44 İslam da İbadetlerin Faydaları İbadetlerin Bireysel Faydaları İbadetlerin Toplumsal Faydaları İnsanın yaradanı ile İlişkisini güçlendirir Güzel ahlakın gelişmesini sağlar İnsanın iç huzurunu güçlendirir Kötülüklerden alıkoyar İnsanda güven duygusunu geliştirir Sosyal yardımlaşmayı teşvik eder İnsanda sorumluluk bilincini geliştirir Sabrı ve diğerkâmlığı öğretir 44

45 NELER ÖĞRENDİK? İslam da ibadetlerle ilgili bazı temel ilkeleri açıkladık. İbadetlerin amacına ulaşması için kişinin istekli, samimi ve gösterişten uzak olması gibi bir takım ilkeler vardır. Kolaylık ve güç yetirebilirlik de ibadetlerdeki önemli ilkelerdendir. İbadetlerin Allah katında makbul olması için isteklilik ve samimiyet önemlidir. İbadetler ancak istekli yapıldığında amacına ulaşır. İbadetlerde samimiyet, gösterişten uzak olarak sadece Allah rızası için içtenlikle ibadet etmek demektir. Bir iyiliği veya bir ibadeti Allah ın rızasını kazanmak için değil de insanların beğenisini kazanmak için yapmaya gösteriş denir. İbadetlerin geçerli olması için gösterişten uzak olması gereklidir. Gösteriş ve çıkar için yapılan ibadetler, Allah katında makbul değildir. İslam da ibadetlerdeki kolaylıklarla ilgili bilgiler öğrendik. İslam dininin evrensel niteliklerinden birisi de kolaylık dini olmasıdır. Yüce Allah ın kullarına emrettiği ibadetler insanların kaldıramayacağı ve güç yetiremeyeceği şekilde değildir. Dinin emir ve yasakları, insanların yaratılışına uygun ve yapılabilirliği mümkün olan buyruklardır. Yüce Allah, emretmiş olduğu ibadetlerde bazı özel durumlarda insanlara çeşitli kolaylıklar getirmiştir. Hastalık veya yaşlılıktan dolayı ayakta namaz kılamayanların oturarak namaz kılabilmesi, hasta veya yolcu olanların ramazan oruçlarını erteleyebilmeleri, yolcuların yolculukları boyunca dört rekâtlık farz namazlarını iki rekât olarak kılabilmeleri, suyun bulunmadığı ortamlarda teyemmümle abdest alınabilmesi, soğuk havalarda mest kullanılabilmesi dinimizin ibadetlerde sağlamış olduğu kolaylıklardan bazılarıdır. İbadetlerin bireysel ve toplumsal faydalarını açıkladık. İbadetler, sadece Allah ın rızasını kazanmak ve onun emrini yerine getirmek için yapılır. Bununla birlikte Yüce Allah ın emretmiş olduğu ibadetlerde hem bireysel hem de toplumsal birçok fayda vardır. İbadetler insanın yaratıcısı ile ilişkisini güçlendirir. İnsanda güven duygusunu ve sorumluluk bilincini geliştirir. Bunların yanında ibadetler; güzel ahlakın gelişmesini sağlar, kötülüklerden alıkoyar, sosyal yardımlaşmayı teşvik eder, sabrı ve diğerkâmlığı öğretir. İbadetlerin bireye iç huzuru sağladığını ve kendine güveni geliştirdiğini öğrendik. İbadetler, insanın iç huzurunu güçlendirir. İbadet eden kimse, görevini yerine getirmenin bilinci ile mutlu ve huzurlu olur. İç huzurunu sağlayan kişi, gelecekle ilgili yersiz korku ve endişelerden uzak olur. Bu yönleriyle ibadetlerin, hem insanın ruh ve beden sağlığını koruması hem de kişiliğini geliştirmesi bakımından önemli faydaları vardır. İbadetler insanda güven duygusunu geliştirir. Gücünün sınırlı olduğunun farkına varan insan, daha güçlü bir varlığa sığınma ihtiyacı hisseder. Bireyle- 45

46 rin yalnızlık ve kimsesizlik gibi duygulardan kurtulmasına imkân tanıyan ibadetler, insandaki güven duygusunu geliştirir. İbadetlerin ahlakın güzelleşmesine katkı sağladığını fark ettik. İbadetler; güzel ahlakın gelişmesine katkıda bulunur. İbadetlerin düzenli bir şekilde yapılması, kişinin güzel ahlak sahibi olmasına ve çevresine karşı sorumlu bir birey olmasına katkı sağlar. Güzel ahlak, doğru ilkelerin insanda davranış haline gelmesi, alışkanlığa dönüşmesi durumudur. İslam, inananların güzel ahlak sahibi olmalarını ister. İbadet eden kimse, kendi kendini denetler. Kötü alışkanlıklardan uzak durmaya gayret gösterir ve dinin emrettiği güzel davranışları yapar. Bu durum bireyin güzel ahlaklı olmasına katkı sağlar. 46

47 DEĞERLENDİRME SORULARI DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 1. Aşağıdakilerden hangisi İslam da ibadetlerle ilgili temel ilkelerden değildir? A. Samimiyet B. Gizlilik C. Gösterişten uzak olmak D. Kolaylık ve güç yetirebilirlik 2. Aşağıdakilerden hangisi ibadetlerin insana kazandırdıkları arasında sayılamaz? A. İbadetler yardımlaşma ve dayanışmaya katkıda bulunur. B. İbadetler insanı Allah a yaklaştırır. C. İbadetler insana sabrı ve diğerkâmlığı öğretir. D. İbadetler kişinin toplumdan uzak kalmasına neden olur. 3. İbadetlerde gösteriş yapmaya ne ad verilir? A. Riya B. İftira C. İhlâs D. Mekruh 4. Aşağıdakilerden hangisi ibadetlerin bireysel faydalarından birisi değildir? A. İnsanın yaratıcısı ile ilişkisini güçlendirir. B. İnsanda güven duygusunu geliştirir. C. İnsanda sorumluluk bilincini geliştirir. D. Sosyal yardımlaşmayı teşvik eder. 5. Aşağıdakilerden hangisi ibadetlerin toplumsal faydalarından birisi değildir? A. Kötülüklerden alıkoyar. B. Sabrı ve diğerkâmlığı öğretir. C. İnsanın iç huzurunu güçlendirir. D. Kaynaşmaya katkı sağlar. 6. İbadetlerle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A. Gösteriş için yapılan ibadetler, Allah katında geçerli değildir. B. Çıkar için yapılan ibadetler, Allah katında makbuldür. C. İbadetler, güzel ahlakın gelişmesine katkıda bulunur. D. İbadetler, insanın iç huzurunu güçlendirir. 47

48 7. Aşağıdakilerden hangisi insanı kötülüklerden alıkoyan ibadetlerin başında gelir? A. Namaz B. Zekât C. Kurban D. Sadaka 8. Aşağıdakilerden hangisi oruç ibadetinin insana kazandırdıkları arasında yer almaz? A. Yardımlaşma ve kaynaşmanın gelişmesi B. Sabır gücünün artması C. Kusur aramanın yaygınlaşması D. İradenin güçlenmesi 9. I. Namaz II. Hac III. Oruç IV. Zekât Yukarıdaki ibadetlerden hangisi veya hangileri insanın Yaratıcısı ile ilişkisinin güçlenmesine katkı sağlar? A. Yalnız I B. I, II, III C. III, IV D. I, II, III, IV 48

49 . DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 ÜNİTEDE ÖĞRENDİKLERİMİZİ NOT EDELİM 49

50

51 3. ÜNİTE HZ. MUHAMMED İN ÖRNEKLİĞİ ÖĞRENME ALANI: HZ. MUHAMMED (S.A.V.) Kur an-ı Kerim niçin Hz. Muhammed (s.a.v.) in örnek alınmasını istemektedir? Hz. Peygamberi örnek almak nasıl olmalıdır?

52 Bu ünitenin sonunda; NELER ÖĞRENECEĞİZ? 1. Kur an da örnek insanın nasıl tarif edildiğini öğreneceksiniz. 2. İslam ı anlamada Hz. Muhammed in örnek teşkil ettiğini kavrayacaksınız. 3. Hz. Peygamberin olaylar karşısındaki davranışlarından hareketle onu daha yakından tanıyacaksınız. 4. Hz. Peygamberin kendisine verilen görevi yerine getirmede sorumluluk sahibi olduğunu öğreneceksiniz. 5. Kültürümüzdeki Hz. Muhammed sevgisini, Hoca Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Nesimi, Hatayi gibi şahsiyetlerin sözlerinden örnekler vererek açıklayabileceksiniz. 6. Ehl-i beyt kavramını öğrenecek, kültürümüzde ehl-i beyt sevgisinin çeşitli tezahürleri olduğunu fark edeceksiniz. ANAHTAR KAVRAMLAR Dürüstlüğüyle Adaletiyle Hoşgörüsüyle HZ. MUHAMMED ÖRNEKTİR Sabrıyla Merhametiyle Kararlılığıyla 52

53 GİRİŞ Bu ünitede Kur an da örnek insanın nasıl tarif edildiği anlatılacak, Hz. Muhammed (s.a.v.) in güvenilir, merhametli, adaletli, sabırlı ve kararlı oluşuyla bizlere örnek olduğu açıklanacaktır. Hz. Muhammed (s.a.v.) in bu özelliklerini bizim nasıl örnek almamız gerektiği hakkında bilgiler verilecektir. Kültürümüzdeki Peygamber ve ehl-i beyt sevgisi anlatılacaktır. E BİLGİ KUTUSU Peygamberimiz Hz. Muhammed in ismi söylendikten sonra, ona saygı ve sevgimizi ifade eden Sallalâhu aleyhi ve sellem cümlesi söylenir. Bu cümle; Allah ın rahmeti ve bereketi onun (Peygamber Efendimizin) üzerine olsun, anlamına gelir ve kısaca (s.a.v.) şeklinde yazılır. 1. Kur an da Örnek İnsan ve Özellikleri!? Örnek Kendinize örnek aldığınız kişilerde ne gibi özellikler ararsınız? Örnek insan; yaşantısıyla, söz ve davranışlarıyla başka insanların kendisini örnek aldığı kimsedir. İslam dini, insanların güzel bir hayat yaşamalarını ve her halleriyle örnek olmalarını ister. insanın özellikleri nelerdir? Yüce Allah Kur an da, örnek insanların özelliklerini belirtmiştir. İslam dininin övdüğü örnek insan, daima doğruyu söyler, hoşgörülü ve bağışlayıcı olur, iyiliği emredip kötülükten sakındırır, başkalarına yardımcı olur, israftan kaçınır, ana babasına iyi davranır, yalan söylemez, dedikodu yapmaz, kimseyi aldatmaz, emanete ihanet etmez, dürüstlükten ve adaletten ayrılmaz. Örnek insan, Yüce yaratıcı tarafından kendisine verilen sonsuz nimetlere karşı şükreder, günah işlediğinde tövbe eder, yanlışlarında ısrar etmez, insanlara hakkı ve sabrı tavsiye eder, insan haklarına saygılı olur, herkesle iyi geçinmeye çalışır, bütün varlıklara karşı merhametli olur, her işini Allah ın rızası doğrultusunda yapmaya çalışır. Kötülüklerden uzak duran mümin, herkese iyiliği ve doğruluğu tavsiye eder. Ölçü ve tartıda hile yapmaz, verdiği sözde durur, akrabalarını ziyaret eder, boş ve yararsız işlerden uzak durur. Bu ahlaki ilkeleri taşıyan insanları Kur an, örnek insan olarak nitelemektedir. 53

54 E Resim 03.01: Akrabalık bağlarının kuvvetli olması, İslam dininin tavsiye ettiği güzel davranışlardandır. BİLGİ KUTUSU Örnek insanın özelliklerinin anlatıldığı Kur an dan bazı ayetler: Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; onlar ki, namazlarında huşu içindedirler; onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; onlar ki, zekâtı verirler ve onlar ki, iffetlerini korurlar. (Müminûn suresi, 1 5. ayetler.) Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler; şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar; namazlarını koruyanlar. İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar. (Mearic suresi, ayetler.) Rahman ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) Selam! derler (geçerler). Gecelerini Rab lerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler. (Furkan suresi, ayetler.) (O kullar), yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler. (Furkan suresi, 72. ayet.) Kur an-ı Kerim de örnek insanların vasıflarını anlatan pek çok ayet bulunmaktadır. Yüce Allah bir ayette; İyilik, o kimselerin yaptığıdır ki, Allah a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve zor zamanlarda sabreder. İşte doğru olanlar, bu özellikleri taşıyanlardır. (Bakara suresi, 177. ayet.) buyurmakta ve örnek insanın bazı özelliklerini açıklamaktadır. 54

55 Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir. (Tevbe suresi, 71. ayet.) Yukarıdaki ayette örnek insanın hangi özellikleri vurgulanmaktadır? Listeleyerek yazınız. 2. Hz. Muhammed Bizim İçin Bir Örnektir? Peygamberimizin ahlakı nasıldı? Bütün peygamberler hem davranışlarıyla hem de güzel ahlaklarıyla toplumlarına örnek olmuşlardır. Son peygamber Hz. Muhammed de her haliyle güzel ahlak sahibi bir elçidir. O, iyi ve güzel davranışların tümünü kendisinde toplayan bir insandır. Peygamberimizin ahlakının nasıl olduğu, eşi Hz. Aişe ye sorulunca şu cevabı vermiştir: Onun ahlakı Kur an ahlakıydı. (Müslim, Müsafirin, 139.) Hz. Muhammed, ahlaki ve dinî değerleri hem öğretmiş, hem de yaşayarak örnek olmuştur. O, bir hadisinde; Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. (Muvatta, C 2, s. 904.) demiştir. Kur an-ı Kerim de Hz. Muhammed in örnek alınmasını tavsiye eden ayetler bulunmaktadır. Nitekim Ahzab suresi 21. ayette; Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah ı çok zikredenler için güzel bir örnektir. buyrulmaktadır. Başka bir ayette ise; Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. (Kalem suresi, 4. ayet.) ifadesiyle Peygamberimizin güzel ahlakına dikkat çekilmekte ve Müslümanların onu örnek almaları istenmektedir. Hz. Muhammed güvenilir, dürüst bir insandı. Herkese karşı merhametli, şefkatli ve hoşgörülüydü. Peygamberimiz insanlara değer verir, verdiği sözü de mutlaka yerine getirirdi. Sabrı, cesareti ve kararlılığıyla örnek bir insandı. Boş oturmayı sevmez, bir iş yaparken de mutlaka arkadaşlarına danışırdı. Peygamberimiz, dinin emir ve yasaklarını yerine getirmesiyle, aile yaşantısıyla, komşuluk ve arkadaşlık ilişkileriyle, insanlara örnek olmuştur. Yalan, haksızlık gibi kötü davranışlardan kaçınmış, herkese karşı adil olmuştur. 55

56 ? Peygamberimizi nasıl örnek almalıyız? Bizler, hayatımızda Hz. Muhammed i örnek almalı, onun gibi yaşamaya çalışmalı, onun gibi davranmaya gayret etmeliyiz. Ancak, Hz. Peygamberin davranışlarının amaçlarını ve özünü iyi kavramadan sadece ona benzemeye çalışmak taklide yol açar. Bilinçsiz bir taklitten kurtulmak için Peygamberimizi ve onun davranışlarını doğru algılamak ve anlamak gerekmektedir. Peygamberimizi sevmek; onun güzel ahlakını örnek almak ve onun bize öğrettiklerini yapmakla mümkündür. Hz. Peygambere karşı görevlerimizin başında onu sevmek, onun bildirdiklerine inanıp ahlakını örnek almak ve adını saygıyla anmak gelmektedir. Âlemlere rahmet, insanlara örnek olan Hz. Muhammed kolaylaştırıcılığı, müjdeleyiciliği ve güzel ahlakıyla insanlığın rehberi olmuştur. Peygamberimizin örnek alınacak en belirgin ahlaki özelliklerinden bazıları: Güvenilirdir Kolaylaştırıcıdır Merhametlidir Hoşgörülüdür HZ. MUHAMMED (S.A.V.) Adaletlidir Sabırlıdır Kararlıdır 56

57 2.1. Hz. Muhammed in Güvenilirliği DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Allah tarafından insanları doğru yola çağırmak için görevlendirilen bütün peygamberlerin ortak ahlaki özellikleri vardır. Bunlar, sıdk (doğru olmak), emanet (güvenilir olmak), fetanet (akıllı ve zeki olmak), ismet (günah işlemekten korunmuş olmak) ve tebliğ (Allah tan aldığı mesajları olduğu gibi insanlara bildirmek) dir. Hz. Muhammed, güvenilir ve dürüst bir insandı. Ona, inanan ve inanmayan herkes güveniyordu. Çünkü o, verdiği sözü tutan birisi idi. Emanetleri korumadaki titizliği, karar verirken adaletli oluşu, herkese değer vermesi, toplum içinde onu, güvenilir bir insan yapmıştı. Peygamberimiz hayatı boyunca güvenilir, dürüst ve adaletli olmuştur. Güzel ahlakı ve dürüstlüğü ile insanlara örnek olmuştur. Herkes tarafından güven duyulan bir kişi olduğundan kendisine, Muhammed ül Emin (Güvenilir Muhammed) deniliyordu. Hz. Muhammed, peygamber olmadan önce de peygamber olduktan sonra da dürüst ve güvenilir bir insan idi. O, her zaman yaşantısıyla ve davranışlarıyla insanlara örnek olmuştur. Onun hayatında dürüst ve güvenilir insan olduğunu gösteren pek çok olay vardır. Bunlardan biri şöyledir: Peygamberimiz otuz beş yaşlarında idi. Mekke de yağan yağmurlar nedeniyle hasar görmüş olan Kâbe, halk tarafından yenilenmek istendi. Kâbe nin yeniden inşası ve tamiratı esnasında Hacerül Esved taşının Kâbe duvarına konulması gerekiyordu. Kutsal taşın yerine konulması konusunda Mekke deki kabileler arasında anlaşmazlık çıktı. Her kabile bu şerefin kendilerine ait olması gerektiğini söyledi. Ortaya çıkan anlaşmazlık neredeyse savaşa dönüşecekti. Yaşlı bir kişinin teklifi üzerine, Kâbe nin bulunduğu alana ilk giren kişinin hakem tayin edilmesine karar verildi. Tam bu sırada beklenen yerden Hz. Muhammed çıkageldi. Oradakiler Bu güvenilir bir kimsedir. Onun vereceği karara razıyız. dedilir. Hz. Muhammed, kan dökülme ihtimali bulunan bu sorunu herkesi mutlu eden bir kararla sonuçlandırdı. Hırkasının üzerine koyduğu taşı, kabile temsilcilerinin yardımıyla hep Resim : Kâbe nin duvarında bulunan Hacerül Esved taşı. birlikte 57

58 Kâbe duvarına yerleştirdi. Bu durum, Mekke halkı tarafından Hz. Muhammed e duyulan güvenin haklılığını göstermektedir. Yine Peygamberimiz, Peygamberliğinin ilk yıllarında insanları İslam dinine çağırmak için Kâbe yakınlarında bulunan Safa tepesine çıktı ve Mekkelilere İslam ı anlatmaya başladı. Öncelikle onlara şöyle bir soru sordu: Ey Kureyş topluluğu! Şu dağın arkasında size karşı hazırlanmış bir ordu var desem, bana inanır mısınız? Orada bulunan müşrikler hep bir ağızdan; Evet, senin yalan söylediğini görmedik. (İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 89.) diye cevap verdiler. İnsanların bu şekildeki itirafları ona duyulan güvenin bir sonucuydu. Peygamberimiz bir gün Medine çarşısında gezerken bir satıcının buğday yığını dikkatini çeker. Buğday yığınını daha yakından inceleyen Peygamberimiz, elini buğdayın içine daldırır ve buğdayın alt kısımlarının yaş, üstünün ise kuru olduğunu görür. Peygamberimiz, bunun sebebini sorduğunda satıcı, bu durumun yağmurdan kaynaklandığını ileri sürer. Peygamberimiz; Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, İman, 43.) buyurarak satıcıya uyarıda bulunur. Peygamberimiz ile buğday satıcısı arasında geçen diyalogdan nasıl bir sonuç çıkarılabilir? Aşağıya yazınız. İnsan ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenirliliğin önemi büyüktür. Arkadaşlıklar, dostluklar, ticari ortaklıklar hep güven üzerine kurulur. Bütün dinlerde insanların dürüst olması emredilmektedir. İyi bir insan olmanın en belirgin özelliği olan dürüstlük, aynı zamanda İslam ın da bir emridir. Peygamberimiz bir hadisinde; Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kimsedir. (Tirmizi, İman, 12.) buyurarak Müslümanların dürüst ve güvenilir olmaları gerektiğine dikkat çekmiştir. Bizler, Peygamberimiz gibi bütün iş ve davranışlarımızda dürüst ve güvenilir olmalıyız. İnsanlar arasında, güven duyulan bir kimse olmak için çaba göstermeliyiz. 58

59 Konuştuğumuz sözler doğru olmalı, yalandan ve hileden uzak durmalıyız. Söz ve davranışlarımız birbiriyle tutarlı olmalıdır. Emanet edilen eşyaları koruma konusunda titiz olmalı, insanlara güven verici davranışlar içinde bulunmalıyız.? Merhamet 2.2. Hz. Muhammed in Merhametli Oluşu nedir? Merhamet, her hangi bir canlıya karşı sevgi, şefkat ve acıma duygusudur. Peygamberimiz çok şefkatli ve merhametli idi. Yüce Allah, Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir. (Tevbe suresi, 128. ayet.) buyurarak Peygamberimizin çok şefkatli ve merhametli bir insan olduğuna vurgu yapmıştır. Peygamberimizin şefkat ve merhameti sadece insanlara değil tüm canlılara karşı idi. O, bütün varlıklara merhametle yaklaşılması gerektiğini belirtmiş ve Merhametli olanlara Allah merhamet eder. Yerde olanlara merhametli olun ki gökte olanlar da size rahmet etsinler (Tirmizi, Birr, 16.) buyurarak tüm varlıklara karşı merhametli ve şefkatli olmanın insana hem bu dünyada hem de ahirette huzur ve mutluluk getireceğini belirtmiştir. Hz. Peygamberin şefkat ve merhameti tüm insanlara yönelikti. Peygamberimiz, yaşlılara, akrabalara, komşulara, öksüz, yetim ve kimsesiz çocuklara karşı çok merhametliydi. Hasta olan insanları bizzat evlerinde ziyaret ederdi. Peygamberimiz, hayvanlara fazla yük yüklenmemesini ister, onların aç ve susuz bırakılmamalarını tavsiye ederdi. Yeşil ağaçların koparılmasından hoşlanmaz, yeni ağaçların dikilmesini emrederdi. Tüm bu durumlar, onun şefkat ve merhametinin sadece insanlara değil, tüm canlılara karşı olduğunu göstermektedir. Resim : Peygamberimiz, tüm insanlara karşı merhametli idi. Peygamberimizin çocuklara karşı sevgi ve şefkati çok fazla idi. O, torunları Hasan ve Hüseyin i kucağına alıp severdi. Bir gün torunlarını severken bir adam Peygamberimize gelerek, Benim on çocuğum var. Ama onların hiçbirini öpmedim. dedi. Bunun üzerine Hz. Muhammed, adama dönerek; Merhamet etmeyene merhamet edilmez. (Müslim, Fedail, 65.) buyurdu. 59

60 ? Adalet Kadın - erkek, küçük - büyük, yoksul - zengin, siyah - beyaz demeden bütün insanlara karşı sevgi ve merhametle yaklaşan Hz. Muhammed, kimseyi incitmemiştir. O, intikamcı değil hoşgörülü, savaşçı değil barışçı, lanetçi değil müjdeleyici, zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı olmuştur. Peygamberimiz bir hadisinde; Ben lanetçi olarak gönderilmedim. Ben ancak rahmet olarak gönderildim. (Müslim, Bir, 87.) buyurmuştur. Peygamberimiz, Uhud Savaşı nda çok sevdiği amcası Hz. Hamza yı şehit eden Vahşi yi affetmiştir. Taif e insanları dine davet etmek için gittiğinde, ölümle burun buruna kalmasına rağmen Peygamberimiz, insanlara beddua etmemiş, bilakis onların hidayete ulaşmaları için Allah a dua etmiştir. Bu durum, onun merhametinin enginliğini göstermektedir. Bizler, Peygamberimiz gibi tüm insanlara ve canlılara karşı şefkatli ve merhametli olmalıyız. Bütün insanları ve varlıkları Yüce Allah ın yarattığını düşünmeli ve onlara sevgiyle, merhametle yaklaşmalıyız Hz. Muhammed in Adaletli Oluşu Adalet, insan ilişkilerinde en temel ahlaki değerdir. Adalet, hak edene hakkını vermektir. Karşıtı ise haksızlık ve zulümdür. Dinimiz, adaleti ve insanların haklarının korunmasını emretmiştir. Yüce Allah Kur an da; Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir. (Maide suresi, 8. ayet.) buyurmuş ve Müslümanlara her zaman adaletle davranmalarını emretmiştir. niçin önemlidir? Toplumsal ve bireysel ilişkilerde adalet, en temel ahlaki değerlerden birisidir. Toplumun huzuru ve düzeni adaletle sağlanır. Hakkı gözeten bir adalet anlayışı, fertlerin güven içinde yaşamalarına imkân tanır. Haksızlık ve adaletsizlik ise, huzursuzluk ve anarşiye zemin hazırlar. Yüce Allah, Hz. Muhammed in adaleti gerçekleştirmek üzere gönderildiğini haber vermekte ve Eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet! Allah adil olanları sever. (Maide suresi, 42. ayet.) buyurmaktadır. Peygamberimiz, adaletle hükmeden ve herkesin hakkını gözeten bir insandı. O, her zaman adaletli olmayı kendine prensip edinmişti. İnsanlar arasında inanç farkı gözetmeden herkese eşit davranırdı. Adaleti ve temel hakların korunmasını toplumsal barışın kaynağı olarak görürdü. Hz. Muhammed, peygamberlikle görevlendirilmeden önce de haksızlıkların karşısında durmuştur. İslamiyet ten önceki Arap toplumunda, adaletsizlik ve haksızlık çok yaygındı. Peygamberimiz, adaleti sağlamak üzere kurulan Hılful Fudul 60

61 (Erdemliler Birliği) adlı topluluğa katılmıştır. O, bu yolla birçok kimsenin haksızlığa uğramasını önlemeye çalışmıştır. Resim 03.04: Hz. Muhammed her zaman adaletli olmuştur. Adaletsizliğin toplumsal huzuru bozacağını bilen Peygamberimiz, hakkı gözetme ve adaleti gerçekleştirme konusunda çok titiz davranmıştır. O, güçlülerin zayıf insanları ezmesine izin vermemiştir. Hukuk kurallarını uygularken kişiler arasında ayrım yapmamıştır. Medine de yaşanan şu olay, bunun en güzel örneğidir: Soylu bir kabileye mensup olan bir kadın hırsızlık yapmıştı. Bazı kişiler Peygamberimizden, kadının zengin bir aileden olduğunu ve cezalandırılmamasını istemişlerdi. Bu talep karşısında çok üzülen Peygamberimiz, ayağa kalkarak tarihe geçen şu cevabı vermiş ve Ey insanlar! Sizden önceki milletler, aralarında zengin, varlıklı biri hırsızlık yaptığında ona dokunmazlar; zayıf, güçsüz biri hırsızlık yaptığında ise onun cezasını verirlerdi. Allah onları bu yüzden helak etti. Allah a yemin ederim ki, bu suçu kızım Fatıma da işlemiş olsaydı onu da cezalandırırdım. (Buhari, Hudud, 11.) buyurmuştur. Bizler de Peygamberimiz gibi haktan ve adaletten yana olmalıyız. İnsanlar arasında ayrım yapmamalı, bütün işlerimizde adaleti gözetmeliyiz. 61

62 Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisa suresi, 135. ayet.) Ayette adaletle ilgili hangi ilkelerden bahsedilmektedir? Aşağıya listeleyiniz Hz. Muhammed in Kolaylaştırıcılığı Hz. Muhammed, İslam dinini insanlara en güzel şekilde tebliğ etmiştir. Allah ın buyruklarının iyi anlaşılması ve yaşanması için gerekli açıklamaları yapmıştır. Peygamberimiz, dini anlatırken insanlara sevgiyle yaklaşmış, onların gönüllerine hitap etmiştir. Hiçbir zaman insanların kalbini kırmamış, herkese iyilik yapmış, sıkıntıya düşenlere yardım etmiştir. Kendisinden talepte bulunanları, kendisiyle görüşmek isteyenleri hiçbir zaman geri çevirmemiştir. İnsanları sabırla dinlemiş, dertlerine çare olmaya çalışmıştır. Peygamberimiz, İslam dinini anlatırken her zaman kolaylaştırıcı ve yol gösterici olmuştur. İnsanlara da bütün işlerinde kolaylaştırıcı olmalarını tavsiye etmiş ve Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz (Ebu Davud, Edep, 17.) buyurmuştur. Kur an da pek çok ayette, dinin anlaşılması ve yaşanması konusunda kolaylaştırıcı yön öne çıkarılır. Bu konu ile ilgili olarak bir ayette; Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez (Bakara suresi 185. ayet.) buyrulur. Her konuda olduğu gibi dinin öğretilmesi konusunda da kolaylaştırıcı olan Peygamberimiz, bir hadisinde; Allah beni zorlaştırıcı ve şaşırtıcı olarak değil, aksine öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi. (Müslim, Talak, 29.) demiştir. Peygamberimizin kolaylaştırıcı yönü, insanların İslam dinini daha iyi öğrenmelerini, ölçülü ve dengeli bir hayat yaşamalarını sağlıyordu. Hz. Muhammed, iki şey arasında tercih yapma durumu olunca, hep daha kolay olanı tercih ederdi. Bu konuda Peygamberimizin eşi Hz. Aişe; Resulullah, biri diğerinden daha kolay olan iki şey 62

63 arasında Allah tarafından serbest bırakıldığında, günah olmadığı sürece kesinlikle kolay olanı tercih ederdi (Buhari, Edep, 16.) demiş ve Peygamberimizin kolaylaştırıcı yönüne işaret etmiştir. Peygamberimiz, insanları usandıracak, nefret ettirecek söz ve davranışlardan kaçınırdı. Bu şekilde davrananları uyarırdı. İnsanların dini yaşama konusunda güçlerini aşacak şekilde aşırılığa kaçmalarına razı olmazdı. Kişilerin ibadet etme gayretiyle ağır yükler altına girmelerini istemezdi. Peygamberimiz zamanında yaşanan şu olay bu durumu açıklayan güzel örneklerden bir tanesidir. Sahabelerden bazı kişiler, dini daha iyi yaşamak için geceleri namaz kılıp gündüzleri oruç tutmaya, evlenmemeye, dünya nimetlerinden uzak durmaya karar vermişlerdi. Bunu duyan Peygamberimiz onları uyardı ve şöyle buyurdu: Biliniz ki, ben Allah a hepinizden daha saygılıyım. Bununla birlikte bazı günler oruç tutarım, bazı günler tutmam. Namaz da kılarım, uyku da uyurum. Kadınlarla da evlenirim... (Buhari, Nikâh, 1.) Bizler de, hayatın her alanında kolaylaştırıcı olmaya çalışalım. İnsan ilişkilerinde, dinî yaşantıda Peygamberimiz gibi dini kolaylaştıran bir yaklaşım içinde olmaya gayret gösterelim. E BİLGİ KUTUSU İslam dinindeki kolaylaştırma yaklaşımı, dinî duyarlılığın azaltılması ve görevlerin ihmal edilmesi demek değildir. Bilakis, dinin insan fıtratına uygun bir şekilde daha rahat yaşanmasıdır Hz. Muhammed in Hoşgörüsü Hoşgörü, her şeyi anlayışla karşılama, olabildiğince müsamaha gösterme demektir. Hoşgörülü olmak, din, dil, inanç, anlayış vb. bakımdan kendisinden farklı olanlardan rahatsızlık duymamak, onların farklı yönlerini anlayışla karşılayabilme erdemi gösterebilmektir. Toplumlar farklı düşünen, farklı inançlara sahip olan insanlardan oluşabilir. Toplumda, birlikte yaşanabilmesi için fertlerin hoşgörü sahibi olması gerekir. Peygamberimizin ahlaki özelliklerinden biri de hoşgörü sahibi olmasıydı. O, herkesi anlayışla karşılar, insanlarla iyi geçinir, kimseye karşı kaba ve kırıcı konuşmazdı. İnsanlara karşı daima hoşgörülüydü. Kimseyi küçümsemez, kimseyle alay etmezdi. İnsanların hatalarını yüzlerine vurmazdı. Onları toplum içinde rencide etmezdi. Peygamberimiz, yanlışları ortaya koyarken, yanlış yapanı değil de, yapılan hatayı ön plana çıkarırdı. 63

64 E BİLİYOR MUSUNUZ? Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), hiç kimseye beddua etmez, herkesin iyiliğini isterdi. Peygamberimiz, her zaman barış içinde yaşamayı esas almış ve hoşgörülü davranmıştır. Bununla beraber barışı bozacak, huzur ve güveni sarsacak davranışlardan da insanları uzak tutmuştur. İslam a davet için Taif e gittiğinde, kendisine yapılan olumsuz davranışlara karşı, beddua yerine, onlara dua ederek engin bir hoşgörü göstermiştir. Onun bu tavrı Müslümanların en zor şartlarda bile hoşgörü sahibi olmaları gerektiğini göstermektedir. Peygamberimizin bütün bu davranışları onun, hayatı boyunca adaletin, barışın ve hoşgörünün temsilcisi olduğunu gösteren en güzel örneklerdir. Hz. Muhammed, hoşgörüyü insanlar arasında tek taraflı değil, karşılıklı uyulması gereken bir davranış biçimi olarak ifade etmiştir. Peygamberimiz, bu konu ile ilgili bir hadisinde; Hoşgörülü davran ki, sana da hoşgörü ile davranılsın. (Ahmet bin Hanbel, Müsned, C 1, s. 248.) buyurmuştur. Herkese karşı hoşgörüyle davranan Peygamberimiz, kötülüğe kötülükle karşılık vermemiştir. Hatta kaba ve görgüsüzce davrananlara karşı bile affedici, bağışlayıcı ve hoşgörülü olmuştur. Çünkü bu davranış biçimi Yüce Allah ın Müslümanlardan istediği bir tavırdır. Yüce Allah, Kur an-ı Kerim de, Hz. Muhammed e hitaben; Sen af yolunu tut. İyiliği emret ve cahillere aldırış etme. (Araf suresi, 199. ayet.) buyurmakta ve hoşgörülü olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. E UNUTMAYALIM Peygamberimizin hoşgörüsü, sadece Müslümanlara ve yakın akrabalarına karşı değildi. O, farklı din mensuplarına da hoşgörü göstermiş, hepsine saygılı davranmıştır. Peygamberimiz, toplumda insanların inançlarına hoşgörüyle yaklaşmış ve onların ibadetlerini serbestçe yapabilmelerine imkân tanımıştır. Örneğin, bir gün Necran Hristiyanlarından bir heyet Peygamberimizi ziyaret etmek ve onunla konuşmak için Medine ye gelmişti. O sırada Peygamberimiz Mescid-i Nebi de bulunuyordu. Peygamberimiz onları karşıladı. Bir süre sonra Necranlı Hristiyanlar ibadet vakitlerinin geldiğini söylediler ve ayağa kalktılar. Hep birlikte doğuya yönelerek mescit içerisinde ibadet etmek istediler. Hz. Muhammed, onların mescitte ibadet etmelerine izin verdi. (İbn-i Hişam, Siretün Nebeviyye, C 1 s. 574.) 64

65 E BİR ÖRNEK DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Peygamberimiz, 630 yılında Mekke yi fethetmişti. Yıllarca kendisine ve Müslümanlara eziyet eden, her türlü kötülüğü yapan ve doğup büyüdükleri şehirden göç etmek zorunda bırakan Mekkeliler, şimdi endişeli bir şekilde beklemeye başlamışlardı. Hz. Muhammed, acaba onlara nasıl bir ceza verecekti? Peygamberimiz Mekkelilere şöyle seslendi: Ey Mekkeliler! Ne dersiniz? Şimdi size ne yapacağımızı sanıyorsunuz? Mekkeliler: İyilik umuyoruz. Sen asil bir kardeş ve asil bir kardeş oğlusun. dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu: Ben de size kardeşim Yusuf un dediği gibi Bugün size geçmişten dolayı azarlama yok. (Yusuf suresi, 92. ayet.) diyorum. Haydi gidiniz. Hepiniz serbestsiniz. (İbn-i Hişam, Siretün Nebeviyye, C 4, s.54.) Yıllarca Müslümanlara eziyet eden Mekkelileri, Mekke nin fethinden sonra elinde imkân olmasına rağmen affetmesi Peygamberimizin engin hoşgörüsünü göstermektedir. Onun, Kâbe avlusundaki düşmanlarına, Hepiniz özgürsünüz. demesi tarihte eşine ender rastlanılan bir af örneğidir. Bu yaklaşım, birçok kişinin Müslüman olmasına neden olmuştur. Zaten, onun amacı, insanlara zulmetmek ve öldürmek değil, onların doğru yolu bulmalarını sağlamaktı. Hz. Peygamber, gerek İslam dinini halka açıklarken gerekse tüm sosyal ilişkilerinde daima hoşgörülü olmuştur. İnsanlara karşı hoşgörülü ve yumuşak davranışı, onları nefret ettirecek davranışlardan uzak duruşu, dinin kolaylıkla insanlara ulaşmasına imkân tanımıştır.? Sabır 2.6. Hz. Muhammed in Sabrı ve Kararlılığı ne demektir? Sözlükte dayanma, dayanıklılık gibi anlamlara gelen sabır, dinî bir kavram olarak sıkıntılara ve zorluklara göğüs gerip tahammül etmek, başa gelen sıkıntılar karşısında Allah a dayanıp ona güvenmek demektir. Hakkı savunmaktan ayrılmamak, zorluklar karşısında yılgınlık göstermeden çözüm yolları aramak sabırlı olmanın bir gereğidir. Sabırsızlık ise; müminlerin uzak durması gereken bir davranıştır. Yüce Allah, müminlerin ümitsizliğe ve karamsarlığa düşmemeleri gerektiğini belirtmiş ve şöyle buyurmuştur: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele! O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman; biz Allah ın kullarıyız ve biz ona döneceğiz, derler. (Bakara suresi, ayetler.) 65

66 Hz. Muhammed, çevresindeki insanlara karamsarlık ve ümitsizlikten uzak durmalarını ve sabretmelerini tavsiye etmiştir. O, erdemli insanların sahip olacağı tüm özellikleri çevresindeki insanlara kazandırmak için örnek olmuş ve çok büyük uğraş vermiştir. Peygamberimiz, bu konu ile ilgili bir hadisinde şöyle buyurmuştur: Allah, hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve geniş bir ihsanda bulunmamıştır. (Buhari, Zekât, 50.) Peygamberimiz, hayatı boyunca pek çok güçlükle karşılaşmış, büyük sıkıntılar, acılar yaşamıştır. Daha dünyaya gelmeden önce babasını, çok küçük yaşlarda ise annesini kaybetmesi, onun birçok sıkıntı yaşamasına, anne baba sevgisinden mahrum kalmasına neden olmuştur. Kızı Fatıma hariç, bütün çocukları kendisi hayatta iken vefat etmiştir. Peygamberimiz yaşadığı tüm bu acılara sabırla göğüs germiştir. Hz. Muhammed, sabırlı olmanın yanında her zaman kararlı davranmıştır. Özellikle İslam dinini tebliğ mücadelesinde birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen, sabırlı ve kararlı duruşuyla hep kazançlı çıkmıştır. Mekkeli müşrikler, Hz. Muhammed i davasından vazgeçirmek istemişler, ona makam, para teklif etmişler ancak, onu davasından vazgeçirememişlerdir. Mekkeli müşrikler, Peygamberimizi ve Müslümanları İslam dinini anlatmaktan vazgeçiremeyeceklerini anlayınca Müslümanlara işkence ve zulüm yapmışlar, inananlara ekonomik ve sosyal ambargo uygulamışlardır. Peygamberimiz Taif e İslam ı anlatmak için gittiğinde ölümle burun buruna kalmasına rağmen davasından vazgeçmemiştir. Hz. Peygamber, tüm bu yaşadığı olumsuzlukları, sabrı ve kararlılığı ile aşmıştır. Azimli ve kararlı bir şekilde insanları İslam a davet etmiştir. Peygamberimizin sabırlı, kararlı ve azimli bir şekilde sürdürdüğü çalışmalar sayesinde İslam dini kısa zamanda çok geniş coğrafyalara yayılmış ve büyük kitleler tarafından kabul edilmiştir. İlk peygamber Hz. Âdem den son peygamber Hz. Muhammed e kadar gelen bütün peygamberler, Allah tan aldıkları emirleri insanlara ulaştırma gayreti içinde olmuşlardır. Peygamberlerin birçoğu iftiraya uğramış, eziyet görmüş, yaşadığı şehirden sürülmüş hatta öldürülmüşlerdir. Ancak onların hiçbiri, ümitlerini kaybetmemiş, sabır, azim ve kararlılıkla görevlerini yerine getirmişlerdir. Bu durum Kur an da şöyle açıklanmaktadır: Andolsun ki, senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar yalanlanmalarına ve eziyet görmelerine rağmen sabrettiler. Sonunda yardımımız onlara ulaştı. (En am suresi, 34. ayet.) Başka bir ayette de, O halde (Resulüm), peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret (Ahkaf suresi, 35. ayet.) buyrulmakta ve Peygamberimizin sabırlı ve kararlı olması istenmektedir. Hayatta karşılaşılan güçlükler karşısında kişilerin sabretmesi çok önemlidir. Peygamberimiz, musibetler karşısında ilk anda gösterilen sabrın önemine işaret etmekte ve Gerçek sabır, herhangi bir kötülükle, zorlukla karşılaşıldığında, ilk anda gösterilen sabırdır. buyurmaktadır. (Müslim, Cenaiz, 14.) Onun çalışmalarının başarıya ulaşmasındaki en büyük etkenlerin başında; ümitsizliğe, paniğe ve karamsarlığa 66

67 kapılmaması gelmektedir. Peygamberimiz sabır, gayret, inanç ve kararlılıkla davasını herkese anlatmış, hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemiş ve yılgınlık göstermemiştir. Hz. Muhammed in insanlara örnek olan ahlaki özelliklerinden bazılarını listeleyiniz. 1. Güvenilir oluşu 3. Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), İslam dinini insanlara öğreten, anlatan, açıklayan kişidir. O, insanların en hayırlısı, kâinatın yaratılış gayesidir. Peygamberimiz, tüm Müslümanların özlemle yâd ettiği, gönlünde kavuşma arzusu taşıdığı en sevgili insandır. Peygamberimize olan sevgi, bizim kültürümüzde çok özel bir yere sahiptir. Milletimizin gönlünde, dinimizi bizlere anlatan, açıklayıp öğreten Sevgili Peygamberimizin her zaman ayrıcalıklı bir yeri olmuştur. Ona olan sevgi asırlar boyu gönüllerde yaşatılmıştır. Günümüzde de Hz. Muhammed (s.a.v.) sevgisi artarak devam etmektedir. Kültürümüzde, Peygamberimize olan sevgi ve saygı çok çeşitli şekillerde dile getirilmiştir. Edebiyatımızda, musikimizde, gelenek ve göreneklerimizde, çocuklara verilen isimlerde vb. birçok alanda Peygamber sevgisinin izleri görülmektedir. Toplumumuzda Peygamberimizin adı mutlaka saygı ifadesi ile birlikte anılır. Peygamberimizin adı söylenirken; Hazreti (Hz.) Muhammed, Peygamber Efendimiz, gibi ifadeler kullanılır. Peygamberimiz Hz. Muhammed in adı söylendikten sonra ona olan sevgi ve saygımızı ifade eden Sallallâhu aleyhi ve sellem cümlesi söylenir. Bu cümle; Allah ın rahmeti ve bereketi onun (Peygamber Efendimizin) üzerine olsun, anlamına gelir. Ona duyulan sevginin bir tezahürü olarak erkek çocuklara Ahmet, Mahmut, Muhammed, Mustafa; kız çocuklara, Hz. Peygamberin eş ya da kızlarının isimleri Aişe (Ayşe), Fatıma (Fatma), Hatice, Zeynep, Gülsüm gibi isimler verilmiştir. 67

68 ? Kültürümüzde Resim 03.05: Gül, kültürümüzde Hz. Muhammed sevgisinin sembolü kabul edilir. gül, neyi temsil etmektedir? Kültürümüzde gül, Hz. Muhammed e duyulan sevgiyi ifade eden bir semboldür. Bunun için çocuklara Gül, Gülseren, Ayşegül, Nurgül, Fatmagül gibi isimler konulmuş, camilerimizde ve diğer mimari eserlerimizde gül motifi kullanılmıştır. Kültürümüzde Hz. Muhammed e duyulan sevgi birçok alanda değişik şekillerde görülmektedir. Süleyman Çelebi nin Peygamberimiz için yazdığı Vesiletü n Necat adlı eser, ülkemizde Mevlit törenlerinde okunmakta ve coşkuyla dinlenilmektedir. Dinî bir özelliğinden ziyade, kültürel bir gelenek olan Mevlit, düğün, nişan, doğum, ölüm, sünnet merasimleri ve kandil geceleri gibi birçok törende okunmaktadır. Türk Milleti nin asırlar boyu sahiplendiği mevlit kültürü, günümüzde de millî birlik ve beraberliğimizi koruma ve yaşatmada önemli bir yer tutmaktadır. Her yıl 20 Nisan tarihini içine alan Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde, onun güzel ahlakını tanıtmak için Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu etkinliklerde Hz. Muhammed in ahlaki özellikleri değişik programlarla anlatılmaktadır. Türk milletinde Peygamberimize olan sevgi ve bağlılık o kadar büyüktür ki kahramanlığın ve cesaretin sembolü olan askerimize Mehmetçik, asker ocağına da Peygamber ocağı denilmiştir. Milletimiz, Hz. Muhammed i hatırlatan ve ona ait olan her şeyi değerli görülmüş ve özenle korumuştur. İstanbul daki Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümü nde sakal-ı şerif, hırka-i şerif gibi ona ait hatıralar korunmakta ve halkımız tarafından ziyaret edilmektedir. Bu durum Peygamberimize duyulan sevgi, saygı ve özlemin bir göstergesidir. 68

69 ? Hz. Muhammed sevgisi edebiyatımızda nasıl yer almaktadır? Kültürümüzde Hz. Muhammed e duyulan sevgi ve saygının en güzel örnekleri edebiyat alanında ortaya çıkmıştır. Şiirlerde ve yazılı eserlerde, ona olan sevgiyi dile getiren zengin edebi türler oluşmuştur. Edebiyatımızda Peygamberimize sevgi, saygı ve bağlılığı ifade eden naatlar, onu öven kasideler, miraciyeler, onun vasıflarını ve ş ini anlatan hilye-i şerifler, onun güzel sözlerinden derlenen kırk hadisler vb. birçok eser ortaya çıkmıştır. Resim 03.06: Topkapı Sarayı nda Peygamberimizin hırkasının muhafaza edildiği sandık. Kültürümüzde Hz. Peygambere duyulan sevgi, şair ve yazarlara ilham kaynağı olmuş, Peygamberimizi öven pek çok eserin yazılmasına vesile olmuştur. Ahmet Yesevi, Süleyman Çelebi, Fuzuli, Baki, Nabi, Şeyh Galip, Nesimi, Hacı Bektaş Veli, Mevlana gibi tasavvuf edebiyatı alanında en güzel eserleri veren şair ve mutasavvıflar eserlerinde ona duydukları sevgiyi ve özlemi en güzel şekilde dile getirmişlerdir. Yunus Emre nin yazdığı ve halk arasında da dilden dile dolaşan birçok ilahisi bulunmaktadır. Yunus Emre, bir şiirinde Peygamberimize olan sevgi ve özlemini şöyle dile getirmiştir: Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü, Hak nasib eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed canım arzular seni. Bir mübarek sefer olsa da gitsem Kâbe yollarında kumlara batsam Hub cemalin bir kez düşte seyretsem Ya Muhammed canım arzular seni. 69

70 70 Yitirdim o dostu bilmem ne yanda? Sevgisi gönülde, muhabbet canda. Yarın mahşer günü ulu divanda, Ya Muhammed canım arzular seni. Yunus meth eyledi seni dillerde, Sevilirsin bütün bu gönüllerde. Ağlayı ağlayı gurbet ellerde, Ya Muhammed canım arzular seni. (Yunus Emre Divanı, s. 33.) Büyük mutasavvıf Mevlana, başta Mesnevi olmak üzere bütün eserlerinde Peygamberimize olan sevgisini ifade etmiştir. Mevlana nın bir rubaisi şöyledir: Bendesiyim, kuluyum ol hikmetli Kur an ın, Toprağının tozuyum Muhammed-i Muhtar ın, Kim naklederse benden, başka söz, başka kelam, Ben ondan da bizarım, o sözden de bizarım. (Tasavvuf Şiirleri Antolojisi, s. 42.) Gönderdiği talebeleriyle Anadolu nun Müslümanlığı tanımasında büyük emeği geçmiş olan Hoca Ahmet Yesevi, Peygamberimize olan sevgisini şöyle dile getirmiştir: Heyhat heyhat saadettir o Mustafa, Heyhat heyhat ganimettir o Mustafa, Heyhat heyhat inayettir o Mustafa, Kimler için geldi Resul bildiniz mi? (Divan-ı Hikmet, s. 58.) Hacı Bektaş Veli, Makalat adlı eserinde, insanların Hz. Peygamberin rehberliği olmadan, Allah a erişmeleri ve imanlarının olgunlaşmasının mümkün olmadığını bildirmekte ve şöyle demektedir: Bir kişi... Muhammed Mustafa yı inkâr etse, Hz. Muhammed in sahabelerinden birini haksız bilse, işlediği bütün ameller heba olur. (Alevilik Deyince, s. 266.) Alevi - Bektaşi şairlerinden Hatayi bir şiirinde Peygamberimize olan sevgisini şöyle dile getirmiştir: Gül Muhammed in yasıdır, Cümle çiçeğin hasıdır, Onu sevmeyen asidir, Bülbül gel bizim bağa gel. (Alevi - Bektaşi Şiirleri Antolojisi, C 2, s. 170.)

71 Seyyid Nesimi de Peygamberimize olan sevgisini bir şiirinde şöyle dile getirmiştir: Bu fakir-i bî-neva sizden umar her derde deva Lutf ile ihsan verirseniz ya Muhammed ya Ali (Alevi - Bektaşi Şiirleri Antolojisi, C 2, s. 55.) E BİLİYOR MUSUNUZ? Edebiyatımızda şiir, rubai, ilahi ve nefeslerde geçen aşk; Allah a ve Hz. Muhammed e duyulan sevginin ifadesidir yılında vefat eden son devir İslam âlimlerinden şair Ali Ulvi Kurucu da bir şiirinde Peygamberimize olan sevgisini şöyle dile getirmiştir: SULTANIM EFENDİM Rûhum sana, varlık sana hayrandır Efendim! Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim!.. Ecrâm ü felek, Levh u kalem, mesti nigâhın, Dîdârına âşık Ulu Yezdan dır Efendim!.. Mahşerde nebîler bile senden meded ister, Rahmet, diyen âlemlere, Rahman dır Efendim!.. Tâ Arş a çıkar her gice âşıkların âhı, Medheyleyen ahlâkını Yüce Kur ân dır Efendim!.. (Ulvi) de senin bağrı yanık âşık i zârın, Feryâdı bütün âteş i sûzandır Efendim!.. Aşkınla buhurdan gibi tütmekte bu kalbim, Sensiz bana cennet bile hicrandır Efendim!.. Doğ kalbime bir lâhzacık Ey Nur i dilârâ, Nûrun ki, gönül derdime dermandır Efendim!.. Kıtmîrinim Ey Şâh ı Rusül, kovma kapından, Âsilere lûtfun, yüce fermandır Efendim!.. (Yeni Ümit Dergisi, sayı, 35.) 71

72 ? Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Onun sevgisi tüm Müslümanların gönlünde yaşatılmaktadır. Ona olan bağlılığımız, getirmiş olduğu Kur an a ve onun sünnetine uyduğumuz ölçüde daha da bir anlam kazanacaktır. 4. Kültürümüzde Ehl-i Beyt Sevgisi Ehl-i beyt ne demektir? Ehl-i beyt; ev halkı anlamına gelen bir kavramdır. Ehl-i beyt kelimesi Kur an-ı Kerim de Peygamberimizin ailesi anlamında kullanılmıştır. Örneğin; Ahzab suresi 33. ayette, Namazı kılın, zekâtı verin, Allah a ve Resulüne itaat edin. Ey ehl-i beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor. buyrulmaktadır. Ehl-i beyt (ev halkı) ifadesiyle, başta Peygamberimiz olmak üzere onun eşleri, çocukları, damadı Hz. Ali ve torunları kastedilmektedir. Tüm Müslümanlar, İslamiyet in ilk yıllarından günümüze kadar Hz. Muhammed in ailesi ve soyu için ehl-i beyt kavramını kullanmışlardır. Hz. Muhammed in ilk eşi Hz. Hatice den dört kız, iki erkek olmak üzere altı çocuğu vardı. Kızlarının adı; Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Fatıma, oğullarının adı; Kasım ve Abdullah idi. Ayrıca diğer hanımı Hz. Mariye den İbrahim isminde bir çocuğu olmuştu. Fatıma dışındaki diğer çocukları Peygamberimiz hayatta iken vefat etmişlerdi. Hz. Fatıma, Peygamberimizin amcasının oğlu Hz. Ali ile evlenmiş, bu evlilikten Hasan ve Hüseyin adında iki çocuğu olmuştu. Peygamberimizin soyu, bu iki torunundan devam etmiştir. E BİLGİ KUTUSU Peygamberimizin ehl-i beytinden gelenler günümüzde İslam ülkelerinin değişik bölgelerinde yaşamaktadırlar. İslam âleminde, Hz. Hüseyin efendimizin soyundan gelenlere Seyyid, Hz. Hasan efendimizin soyundan gelenlere de Şerif denilmektedir.? Kültürümüzde ehl-i beyt sevgisi nasıldır? Müslümanlar ehl-i beyte çok değer vermişlerdir. Peygamberimize duyulan sevginin bir sonucu olarak onun soyundan gelenler, çok üstün tutulmuş ve Peygamber torunları olarak saygı duyulmuştur. 72

73 Toplumumuzda hayatın her alanında ehl-i beyt sevgisi açıkça görülmektedir. Edebi eserlerde, çocuk isimlerinde camilerin duvarlarında, hüsnü hat yazılarında ehl-i beyt sevgisinin örneklerine rastlanmaktadır. Milletimiz, ehl-i beyte duyduğu sevginin bir ifadesi olarak çocuklarına Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin isimlerini koymuşlardır. Ehl-i beyt soyundan gelen seyyid ve şeriflere, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde icazetnameler verilmiş, onlara ilgi ve saygı gösterilmiştir. Resim : Camilerimiz, ehl-i beyt isimleriyle süslenmiştir. Türk milleti, Hz. Peygamberin soyundan gelen ehl-i beyti her zaman bağrına basmıştır. Örneğin; tarihte önemli bir yere sahip olan Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig adlı eserinde ehl-i beyte olan saygı ve sevgisini şu cümlelerle ifade etmiştir: Hizmetkârlardan ve beyin adamları dışında, kendisiyle ilgileneceğin kimselerden bazıları, Peygamberin neslidir. Ehl-i beyte hürmet edip sevgi gösterirsen devlete ve mutluluğa ulaşırsın. Bunları gönülden ve çok sev. İyi bak ve onlara yardımda bulun. Ehl-i beyt Peygamberin uğurudur Sen onları Peygamber hakkı için sev! (Kutadgu Bilig, s. 313.) Yunus Emre de bir şiirinde ehl-i beyt sevgisini şu şekilde dile getirmiştir: Şehitlerin ser çeşmesi, evliyanın bağrı başı, Fatma ana gözü yaşı, Hasan ile Hüseyin dir. Hz. Ali babaları, Muhammed dir dedeleri Arşın iki gölgeleri Hasan ile Hüseyin dir. Türkler için ehl-i beyt sevgisi birleştirici, bütünleştirici bir rol oynamıştır. Şeyh Galip, Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Hatayi, Pir Sultan Abdal gibi birçok şair ve tasavvuf önderi ehl-i beyte duydukları derin sevgiyi en içten duygularla ifade etmişlerdir. Milletimizin gönlünde ehl-i beyt sevgisi her zaman yaşatılmıştır. 73

74 Okuma Metni 1 ŞİİRLERİMİZDE HZ. MUHAMMED SEVGİSİNE ÖRNEKLER Heyhat heyhat saadettir o Mustafa Heyhat heyhat ganimettir o Mustafa Heyhat heyhat inayettir o Mustafa Kimler için geldi Resul bildiniz mi? Kul Hoca Ahmet söyler sözüle dilim kefa Ümmetlerim eyle vefa kılma cefa Ümmetine böyle dedi Hakk Mustafa Kimler için geldi Resul bildiniz mi? Ahmed Yesevî Canım kurban olsun senün yoluna Adı güzel kendü güzel Muhammed Gel şefaat eyle kemter kuluna Adı güzel kendi güzel Muhammed Âşık Yunus Şu âleme bir nûr doğdu Muhammed doğduğu gece Yeşil kandilden nur indi Muhammed doğduğu gece Melekler hazır hepisi Doldu Muhammed tapusu Açıldı cennet kapusu Muhammed doğduğu gece Şah Hatayî m der dervişler Sağ olsun cümle kardeşler Secdeye indi ağaçlar Muhammed doğduğu gece Hatayî (Şah İsmail) 74

75 Taze gülden desteler çin eyledüm Her nefesi buy-i miskin eyledüm Kıymetin bilür anun sarraf olan Gıll u ğışdan kalbi daim saf olan Gevher-name bunda hatm oldı tamam Vir Resul ün ruhına yüz bin selam Kaygusuz Abdal Muhammed gönlümüzün aynası Salavat vereniz nur olsun sesi On sekiz bin âlemin Mustafa sı Ya Muhammed sana imdada geldim Kâbe nin yapısı bina yapısı İman etse asileri hepsi Beş vakit okunur ayetü l-kürsi Ya Muhammed sana imdada geldim Pir Sultan Abdal Didiler oğlun gibi hiçbir oğul Yaradılalı cihana gelmiş değil Bu senin oğlun gibi kadri cemîl Bir anaya vermemiştir ol celîl Ger Muhammed gelmeyeydi âleme Tâc-ı izzet irmez idi âdeme Süleyman Çelebi Zaman o gül gibi gül görmemiş zaman olalı Gülün güzelliği dillerde dâstân olalı Ne serve bakmadadır şimdi gözlerim ne güle O şîvekâr bu kaamette nev-cihân olalı Yahya Kemal (Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Programı, s ) 75

76 Okuma Metni 2 BİR GECE Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi, Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler, Kaç bin senedir hâlbuki bekleşmedelerdi! Nerden görecekler, göremezlerdi tabii; Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi, Bir kerede, mamure-i dünya, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin. Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi. Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma sum, Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi! Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi; Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi! Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini, Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sahipse, O nun vergisidir hep; Medyun ona cemiyyeti, medyun O na ferdi. Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret. Mehmet Âkif ERSOY 76

77 NELER ÖĞRENDİK? Kur an da örnek insanın nasıl tarif edildiğini öğrendik. Örnek insan; yaşantısıyla, söz ve davranışlarıyla başka insanların kendisini örnek aldığı kimsedir. Kur an da, örnek insanların özellikleri belirtilmiştir. İslam dininin övdüğü örnek insan, daima doğruyu söyler, hoşgörülü ve bağışlayıcı olur, iyiliği emredip kötülükten sakındırır, başkalarına yardımcı olur, israftan kaçınır, ana babasına iyi davranır, yalan söylemez, dedikodu yapmaz, kimseyi aldatmaz, emanete ihanet etmez, dürüstlükten ve adaletten ayrılmaz. İslam ı anlamada Hz. Muhammed in örnek teşkil ettiğini kavradık. Allah tan aldıkları vahiyleri insanlara iletmekle görevli olan peygamberler gerek davranışlarıyla gerekse de güzel ahlaklarıyla toplumlarına örnek olmuşlardır. Son peygamber Hz. Muhammed de Allah tan aldığı bilgileri tam ve doğru bir şekilde insanlara aktarmış, güzel ahlakıyla insanlara örnek olmuştur. O, ahlakını Kur an dan alan, tüm iyi ve güzel davranışları kendisinde toplayan bir insandır. Hz. Muhammed, ahlaki ve dinî değerleri hem öğretmiş, hem de yaşayarak örnek olmuştur. Bizler, İslam dinini doğru anlayabilmek için hayatımızda Hz. Muhammed i örnek almalıyız. Hz. Muhammed, ne kadar doğru örnek alınırsa, Allah ın mesajları da o denli doğru anlaşılmış olacaktır. Hz. Peygamberin olaylar karşısındaki davranışlarından hareketle onu daha yakından tanıdık. Peygamberimiz hayatı boyunca güvenilir, dürüst ve adaletli olmuştur. Güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuştur. O, çok şefkatli ve merhametli olmuş, her zaman adaletle hükmetmiş ve herkesin hakkını gözetmiştir. Peygamberimizin ahlaki özelliklerinden biri de engin hoşgörü sahibi olmasıdır. O, herkesi anlayışla karşılamış, kimseye karşı kaba ve kırıcı konuşmamıştır. Kimseyi küçümsememiş, kimseyle alay etmemiştir. Hata yapanlara kızmamış, insanların hatalarını yüzlerine vurmamıştır. Peygamberimiz, yanlışları ortaya koyarken, yanlış yapanı değil de, yapılan hatayı ön plana çıkarmıştır. Hz. Muhammed, sabırlı olmanın yanında her zaman kararlı davranmıştır. Özellikle İslam dinini tebliğ mücadelesinde birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen, sabırlı ve kararlı duruşuyla başarıya ulaşmıştır. Mekkeli müşrikler, Hz. Muhammed i davasından vazgeçirmek istemişler, ona makam, para teklif etmişler ancak, onu davasından vazgeçirememişlerdir. Bizler de Peygamberimiz gibi bütün iş ve davranışlarımızda dürüst ve güvenilir olmalı, insanlar arasında güven duyulan bir kimse olmak için çaba göstermeliyiz. Konuştuğumuz sözler doğru olmalı, yalandan ve hileden uzak durmalıyız. Emanet edilen eşyaları koruma konusunda titiz olmalı, insanlara güven verici davranışlar 77

78 içinde bulunmalıyız. Tüm insanlara ve canlılara karşı şefkatli ve merhametli olmalıyız. Hayatta karşılaştığımız olaylar karşısında sabırlı olmalı, doğru davranışları yapma konusunda kararlı olmalıyız. Kültürümüzdeki Hz. Muhammed sevgisini, Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Nesimî, Hatayî gibi şahsiyetlerin sözlerinden örnekler vererek açıkladık. Peygamberimize olan sevgi, asırlar boyu gönüllerde yaşatılmıştır. Günümüzde de Hz. Muhammed (s.a.v.) sevgisi artarak devam etmektedir. Kültürümüzde, Peygamberimize olan sevgi ve saygı çok çeşitli şekillerde dile getirilmiştir. Edebiyatımızda, musikimizde, gelenek ve göreneklerimizde, çocuklara verilen isimlerde vb. birçok alanda Peygamber sevgisinin izleri görülmektedir. Peygamberimizi sevmek; onun güzel ahlakını örnek almak ve onun bize öğrettiklerini yapmakla mümkündür. Hz. Peygambere karşı görevlerimizin başında onu sevmek, onun bildirdiklerine inanıp ahlakını örnek almak ve adını saygıyla anmak gelmektedir. Âlemlere rahmet, insanlara örnek olan Hz. Muhammed kolaylaştırıcılığı, müjdeleyiciliği ve güzel ahlakıyla insanlığın rehberi olmuştur. Ehl-i beyt kavramını öğrendik ve kültürümüzde ehl-i beyt sevgisinin çeşitli şekillerde hayata yansıtıldığını fark ettik. Sözlükte ev halkı anlamına gelen ehl-i beyt; başta Peygamberimiz olmak üzere onun eşleri, çocukları ve torunları için kullanılan bir kavramdır. Tüm Müslümanlar, İslamiyet in ilk yıllarından günümüze kadar Hz. Muhammed in ailesi ve soyu için ehl-i beyt kavramını kullanmışlardır. Müslümanlar ehl-i beyte çok değer vermişlerdir. Toplumumuzda hayatın her alanında ehl-i beyt sevgisi açıkça görülmektedir. Edebi eserlerde, çocuk isimlerinde camilerin duvarlarında, hüsnü hat yazılarında ehl-i beyt sevgisinin örneklerine rastlanmaktadır. Milletimiz, ehl-i beyte duyduğu sevginin bir ifadesi olarak çocuklarına Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin isimlerini koymuşlardır. Birçok şair ve tasavvuf önderi ehl-i beyte duydukları sevgiyi en içten duygularla ifade etmişlerdir. Milletimizin gönlünde ehl-i beyt sevgisi her zaman yaşatılmaktadır. 78

79 DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi örnek insanın bir özelliği olamaz? A. Dürüstlük B. Alçakgönüllülük C. İsraftan kaçınma D. Düzensizlik DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 2. Aşağıdakilerden hangisi peygamberlerin ortak özelliklerinden biri değildir? A. Akıllı ve zeki olmak B. İlahî mesajı insanlara anlatmak C. Güvenilir olmak D. Okur - yazar olmak 3. Aşağıdakilerden hangisi Peygamberimizin özelliklerinden birisi değildir? A. Güvenilirlik B. Kararlılık C. Sabırsızlık D. Adalet 4. Peygamberimize Mekke halkı tarafından verilen Muhammed ül Emin sıfatının anlamı nedir? A. Merhametli Muhammed B. Güvenilir Muhammed C. Yardımsever Muhammed D. Adaletli Muhammed 5. Aşağıdakilerden hangisi kültürümüzde Hz. Muhammed sevgisinin yansımalarından biri değildir? A. Ahmet, Mahmut, Muhammet, Mustafa isimlerinin yaygın olması B. Farz ibadetlerin yerine getirilmesi C. Hz. Muhammed in adı söylenince salâvat getirilmesi D. Dinî merasimlerde mevlit okunması 6. Aşağıdakilerden hangisi ehl-i beytten biridir? A. Hz. Ebu Bekir B. Hz. Ömer C. Hz. Osman D. Hz. Ali 79

80 7. Hz. Muhammed sevgisinin en doğru ifade biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A. Onun güzel ahlakını örnek almak ve onun bize öğrettiklerini yapmak B. Onun sözlerini levhalara ve panolara asmak C. Onun giydiği ve kullandığı eşyaları kullanmak D. Onun için güzel şiirler yazmak 8. Aşağıdakilerden hangisi kültürümüzde ehl-i beyt sevgisinin yansımalarından biridir? A. Tasavvuf akımlarının yaygınlaşması B. Ölen âlimler için türbeler yapılması C. Bayramların büyük bir coşkuyla kutlanması D. Çocuklara Ali, Hasan, Hüseyin isimlerinin verilmesi 9. Aşağıdakilerden hangisi kültürümüzde Hz. Muhammed e duyulan sevgiyi ifade eden bir semboldür? A. Minare B. Hilal C. Gül D. Tespih 10. Aşağıdakilerden hangisi Peygamberimizin insanları dine davet ederken kullandığı metotlardan birisi olamaz? A. Tatlı dil ve güler yüz B. Hoşgörü ve alçakgönüllülük C. Sindirme ve baskı D. Kolaylık ve müjdeleme 80

81 . DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 ÜNİTEDE ÖĞRENDİKLERİMİZİ NOT EDELİM 81

82

83 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR ÖĞRENME ALANI: VAHİY VE AKIL Herhangi bir konuda tüm insanlar aynı fikre sahip olabilir mi?

84 Bu ünitenin sonunda; NELER ÖĞRENECEĞİZ? 1. İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının nedenlerini öğreneceksiniz. 2. İslam ın dinamik bir din olduğunu, her zaman ve mekânda yeniden anlaşılması ve usulüne göre yorumlanması gerektiğini fark edeceksiniz. 3. Dinin yanlış anlaşılmasının ortaya çıkaracağı sorunları öğreneceksiniz. 4. Haricilik, Şia, Mu tezile, Maturidilik ve Eş ariliğin inançla ilgili yorumlar olduğunu, Hanefilik, Malikilik, Şafiilik Hanbelilik ve Caferiliğin ameli - fıkhi yorumlar olduğunu kavrayacaksınız. 5. İnanç ve fıkıhla ilgili oluşumların dinî düşüncede zenginlik ve dinde çoğulculuk olduğunu anlayacaksınız. 6. İslam düşüncesindeki yorumların ortak ve değişmez ilkelerini öğreneceksiniz. 7. İslam düşüncesinde ortaya çıkan mezhebi yorumların İslam la özdeşleştirilemeyeceğini bileceksiniz. ANAHTAR KAVRAMLAR Düşünce zenginliği Yorum farklılıkları İtikadi mezhepler MEZHEPLER Ameli mezhepler Tevhit Kur an-ı Kerim 84

85 GİRİŞ Bu ünitede İslam düşüncesinde ortaya çıkan yorum farklılıklarının sebepleri hakkında bilgiler verilecek, bunun sonucu olarak siyasi itikadi, fıkhi ameli mezheplerin ortaya çıktığı anlatılacaktır. Tevhit, nübüvvet, Kur an-ı Kerim ve ahiret inancının İslam düşüncesinde ortaya çıkan yorumları birleştiren temel İslami esaslar olduğu anlatılacaktır. 1. İslam Düşüncesinde Yorum Farklılıklarının Sebepleri? İslam Yüce Allah, insanların yanlış inanç ve düşüncelerden uzaklaşması ve doğru yola yönelmesi için son din olarak İslamiyeti göndermiştir. Kur an-ı Kerim, Hz. Muhammed (s.a.v.) e gönderilen son ilahî kitaptır. İslam dini Kur an da bildirilen vahiylerle ve Peygamberimizin sünnetiyle anlaşılmakta ve yaşanmaktadır. Hz. Muhammed, Kur an ın insanlara ulaştırılmasında ve içindeki bilgilerin uygulanmasında, açıklayıcı bir görev üstlenmiştir. Müslümanlar, Kur an ın nazil olduğu yıllarda, anlaşılmasında güçlük çekilen konuları Peygamberimize sormuşlar, Peygamberimiz de Kur an ayetlerini onlara açıklamıştır. Bundan dolayı Hz. Muhammed döneminde Müslümanlar arasında dinî konularda görüş ayrılıkları ve yorum farklılıkları olmamıştır. Çünkü Hz. Muhammed her sorunu hemen Kur an ışığında çözüme kavuşturmuştur. Peygamberimizin vefatından sonraki dönemlerde İslam toplumu coğrafi olarak büyümüş, farklı kültürlere sahip insanlar İslam dinine girmiştir. Genişleyen toplumda, farklı düşüncelerin ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur. Bu durum dinî anlayış ve yaşayışlarda farklılıkların ortaya çıkmasına neden olmuştur. İslam dünyasındaki bu gelişmeler üzerine Müslüman âlimler, ortaya çıkan sorunlara ayet ve hadisler ışığında farklı yorumlar getirmişler, farklı çözümler üretmişlerdir. düşüncesinde yorum farklılıklarının sebepleri nelerdir? İslam düşüncesinde ortaya çıkan yorum farklılıklarının sebepleri; sosyal, kültürel, coğrafi, siyasi sebepler ile insanın yapısından ve dinî metinlerden kaynaklanan sebepler olarak açıklanabilir. Dinin kaynağı olan vahyin anlaşılma ve yorumlanma biçimleri, insanların bilgi birikimleri, yaşadığı ortamlar, duygu ve düşünceleri ile ilgilidir. Bunların çok farklı oluşu normal karşılanmalıdır. Canlı ve dinamik bir yapıya sahip olan İslam düşüncesi, insanların farklı yorumlama biçimlerini, Kur an ın özüne bağlı kalmak şartıyla uygun görmüştür. 85

86 Sosyal, kültürel, coğrafi, siyasi sebeplerden dolayı oluşan bu farklı yorumlama biçimleri, İslam düşüncesi ve kültürüne zenginlik katmış, birçok farklı ilim dallarının ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. İslam tarihinde çeşitli mezheplerin ortaya çıkışı, farklı tasavvufi ekollerin oluşması İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının bir sonucudur. İslam Düşüncesinde Yorum Farklılıklarının Sebepleri İnsanın yapısı Ortam ve kültür Sosyal ve siyasi sebepler Dinî Metinler Sonuçları Düşünce zenginliği Dini yaşamada kolaylık Mezhepler Tasavvufi oluşumlar? İnsanın yapısından kaynaklanan sebepler nasıl etkilemiştir? İslam düşüncesinde yorum farklılıklarının sebeplerinin başında insanın yapısı gelmektedir. Allah insanı; akletme, düşünme, seçme gibi üstün özelliklerle yaratmıştır. Ona, iyi ile kötüyü ayırt edebilme ve iradesini istediği doğrultuda kullanma imkânı vermiştir. İnsanın kendine özgü kişiliği aile, çevre ve eğitimle şekillenmektedir. Bir olay karşısında insanların farklı tepkiler vermesi normaldir. Aynı resme bakan insanlar farklı şeyler anlayabilir. Duygu, düşünce ve karakter olarak birbirinden farklı olan insanların dinî konulara bakış açılarının da farklı olması doğaldır. Ayrıca, bilgi, kültür ve medeniyet alanındaki sürekli değişme ve gelişme insanlar arasında farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Farklı düşünce ve ifadeye imkân tanıyan İslam dini, aklı kullanarak faydalı düşünce üretmeyi ibadet saymıştır. E NOT EDELİM Peygamberimizin vefatından sonra İslam âlimlerinin ortaya koyduğu düşünceler dinin kendisi değil, onların Kur an ve sünnetten hareket ederek dini anlama ve yorumlama biçimleridir. 86

87 ? Sosyal? Siyasi ve kültürel sebepler nasıl etkilemiştir? Dinî konulardaki yorum farklılıklarında sosyal, kültürel ve coğrafi sebeplerin de etkisi vardır. İnsan, içinde yetiştiği toplumdan etkilenir, kişinin görüş ve düşünceleri yaşadığı topluma ve bulunduğu coğrafyaya göre şekillenir. Toplum, insanı kültürel değerlerle şekillendirir. Sosyal olaylar, toplumun maddi, manevi, kültürel ve siyasi hayatında çok önemli değişiklikler meydana getirir. Hz. Peygamberin vefatından sonra gerek fetihler gerekse İslam a topluca girişler nedeniyle çok farklı coğrafyalarda yaşayan ve farklı kültürlere sahip insanlar İslam dinine girmiştir. İslam düşüncesiyle tanışan toplumlar, eski kültürlerinden kopamamış, gelenek ve göreneklerini de dinî inançlarıyla bütünleştirmek suretiyle devam ettirmişlerdir. Bu durum, aynı dine inanan ancak farklı kültürel değerlere sahip geniş bir İslam toplumunun oluşmasını sağlamıştır. Bu kültürel değerler, farklı din anlayışlarının ortaya çıkmasına da imkân tanımıştır. Bu toplumların kültürleri, bilgi birikimleri, örf ve adetleri, gelenek ve görenekleri farklı olduğu için dinî konulara bakış açıları ve yorumları da farklı olabilmiştir. Değişik toplumsal şartların etkisiyle yeni dinî anlayışların ortaya çıkması sosyal bir olgudur. Örneğin, köydeki ve şehirdeki dinî yaşamın izleri birbirinden çok farklıdır. Tüm bu nedenlerden dolayı sosyal yapıda oluşan farklı dinî görüşler, İslam tarihinde doğal karşılanmış ve birer zenginlik olarak kabul edilmiştir. sebepler nasıl etkilemiştir? İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının en önemli nedenlerinden biri siyasi sebeplerdir. Siyaset, itikadi mezheplerin doğusunda etkili olmuştur. Devlet yöneticilerinin siyasi tercihleri, dinin değişik şekillerde anlaşılması ve yorumlanmasına yol açmıştır. Siyaset, dinin farklı anlaşılmasında önemli bir etken olmuştur. İslam tarihinde mezhepleri birbirinden ayıran temel özelliklerin başında siyasi nitelikler göze çarpmaktadır. Örneğin, Hz. Peygamberin vefatından sonra halifenin kim olacağı konusunda anlaşmazlıklar çıkmış, farklı düşünen gruplar oluşmuştur. Her grup, kendi görüşünün doğru olduğunu iddia etmek ve ispatlamak için görüşlerini ayet ve hadislerle destekleme faaliyetine girişmişlerdir. Bu durum, siyasi bir konu olan halifeliğin dinî bir yapıya büründürülmesini sağlamış ve birçok farklı dinî anlayışın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Yine, Hz. Ali ile Hz. Aişe arasında yaşanan Cemel Vakası, daha sonraları Haricilik ve Şia gibi siyasi ve itikadi mezheplerin doğmasına neden olmuştur. 87

88 E BİR ÖRNEK İslam tarihinde siyasi olayların, mezheplerin oluşmasında etkili olduğunu gösteren bazı olaylar vardır. Örneğin; Hz. Osman ın şehit edilmesi üzerine dördüncü halife olan Hz. Ali den Hz. Osman ın katillerinin bulunması istenmiştir. Çok karışık bir ortamda halife olan Hz. Ali, daha fazla kan dökülmemesi için ortamın sakinleşmesini istemiştir. Hz. Aişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr gibi sahabeler başta olmak üzere Müslümanların bir kısmı bu ertelemeye karşı çıkarak Hz. Ali nin halifeliğini tanımamışlardır. Bu tartışmalar ilerlemiş ve sonunda 656 yılında Cemel savaşı yaşanmıştır. Tarihte yaşanan bu olaya; Cemel vakası denir. Bu görüş ayrılıkları sonucu çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır. Haricîlik, Şia, Mu tezile gibi siyasi ve itikadî mezhepler bunlardandır.? Dinî metinlerden kaynaklanan sebepler nasıl etkilemiştir? Dinî düşünce ve anlayışlardaki yorum farklılıkların ortaya çıkış sebeplerinden birisi de dinî metinlerin farklı şekillerde yorumlanmasıdır. Kur an-ı Kerim, İslam dininin temel kaynağıdır. Hz. Muhammed döneminde gelen vahiyler, bizzat Peygamberimiz tarafından açıklanıyor, insanlara ayetlerle ilgili bilgiler veriliyordu. Karşılaşılan sorunlar, vahiy ve sünnetle çözülüyordu. Hz. Muhammed in vefatıyla vahiy sona ermiş, böylece Kur an-ı Kerim tamamlanmıştır. Hz. Muhammed in vefatından sonra din bilginleri Kur an ı referans alarak insanların dini anlamalarını kolaylaştırıcı, ortaya çıkan güncel ve dinî sorunlara çözümler getirici nitelikte bazı yorumlarda bulunmuşlardır. Ancak Kur an ın üslubu, insanların anlayış ve yorumlamalarında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına imkân tanımaktadır. Kur an-ı Kerim deki ayetlerin bir kısmı muhkem (açık), bir kısmı da müteşabih (mecaz) tir. Kur an daki müteşabih ayetleri, birçok din bilgini dildeki ilk anlamı ile bazıları ise mecaz anlamları ile açıklama yoluna gitmişlerdir. İşte müteşabih ayetlerin din bilginlerince farklı yorumlanma biçimleri, zamanla bu düşünceler etrafında birçok insanın toplanmasına neden olmuş, mezheplerin ve dinî ekollerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. E BİLGİ KUTUSU Muhkem ayetler: Açık, kesin, manası herkes tarafından aynı şekilde anlaşılan ayetlerdir. Müteşabih ayetler: Birden çok anlama gelebilen, manası herkes tarafından kolayca anlaşılamayan, açıklanması için başka delillere ihtiyaç duyulan ayetlerdir. 88

89 Kur an da bazı müteşabih ayetlerde; Allah ın eli (Fetih suresi, 10. ayet.), Allah ın yüzü (Kasas suresi, 88. ayet.) gibi ifadeler geçmektedir. Bazı İslam âlimleri bu ifadelerden hareket ederek Allah ın insan gibi elinin, yüzünün ve diğer azalarının bulunduğu görüşünü ileri sürmüştür. Bazı İslam âlimleri de bu ifadeleri, Allah ın kudreti, Allah ın zatı şeklinde yorumlamışlardır. Bu örnekte görüldüğü gibi dinî metinlerin farklı yorumlanmasından kaynaklanan sebeplerle farklı mezhepler ortaya çıkmıştır. İslam düşüncesinde yorum farklılıklarının başlıca sebepleri nelerdir? Aşağıya yazınız. İslam Düşüncesinde Yorumlar (Mezhepler) Siyasi - İtikadi Mezhepler Ameli - Fıkhi Mezhepler Haricilik Hanefilik Şia Malikilik Mu tezile Şafiilik Maturidilik Hanbelilik Eş arilik Caferilik 89

90 2. İslam Düşüncesinde Siyasi-İtikadİ Yorumlar İslam toplumunda sosyal, kültürel, siyasi, coğrafi nedenlerden dolayı ortaya çıkan yorum farklılıkları siyasi ve itikadi alanda birçok farklı düşünce ekollerinin oluşmasına neden olmuştur. Bunlar, dinin anlaşılma ve yorumlanma biçimleridir. Kur an ayetlerini ve Hz. Muhammed in uygulamalarını yorumlama kapsamında belirli din bilginlerinin veya onu takip edenlerin etrafında gruplaşmalar olmuştur. Bu düşünce ekolleri zamanla sistematik hale gelmiş ve kurumsallaşmışlardır. Kurumsallaşan bu düşünce ekollerine mezhep denilmiştir. Mezheplerin ve tarikatların ortaya çıkışı bu şekilde olmuştur. İslam düşüncesindeki yorum farklılıklarının sistematik hale gelmiş şekline mezhep denilmektedir. Sözlükte görüş, akım, gidilen ve takip edilen yol anlamına gelen mezhep; dinî terim olarak, kendi içinde tutarlı bir metot ve düşünce sistemine sahip olan, belli fikirler ve şahıslar etrafında oluşan itikadi veya fıkhi oluşumlardır. İslam tarihinde mezhepler; itikadi mezhepler ve fıkhi (ameli) mezhepler olmak üzere ikiye ayrılır. İlk önce itikadi mezhepler ortaya çıkmıştır. Bunların oluşmasında siyasi sebepler etkili olmuştur. İtikat (akait); sözlükte inanmak anlamına gelir. Dinî terim olarak; İslam dininin inanç esaslarının tümüne itikat denir. İtikadi mezhepler denilince; İslam dininin inanç konularını açıklayan ve farklı yorumlar ortaya koyan mezhepler kastedilir. Haricilik, Şia, Mu tezile, Maturidilik, Eş arilik İslam tarihinde ortaya çıkan başlıca itikadi mezheplerdir.? Haricîlik 2.1. Haricilik nasıl ortaya çıkmıştır? Haricilik dördüncü Halife Hz. Ali İle Şam Valisi Muaviye arasında miladi 657 yılında yaşanan Sıffin Savaşı sonucunda ortaya çıkan ilk siyasi itikadi mezheptir. Sıffin savaşının bitirilmesi için taraflar arasında bir hakem tayin edilmesine karar verildi. Hz. Ali nin saflarında yer alan bir grup ise, Hz. Ali nin Muaviye ile anlaşmak için hakemi kabul etmesinden dolayı onun yanından ayrıldı. Kendilerine ayrılanlar, dışarıda kalanlar anlamında harici denilen bu grup, Hz. Ali ye siyasi ve dinî konularda bağlılık göstermeyeceğini söyledi. Onlar, hüküm verme işinin hakemlere bırakılmasının yanlış olduğunu, tek hakemin var olduğunu onun da Allah olduğunu belirttiler. Haricîler, Hüküm sadece Allah ındır. görüşünü savunmuşlardır. İslam düşüncesindeki itikadi yorum farklılıkları Haricilikle başlamıştır. 90

91 E BİLGİ KUTUSU DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Hariciliğin temel görüşleri şunlardır: * Yönetimde bulunmak için Kureyş soyundan olma şartı yoktur. Gerekli şartları taşıyan herkes, Müslüman toplumun lideri olabilir. * Ameller, imanın bir parçasıdır. İbadetleri terk eden veya büyük günah işleyen kimse Müslümanlıktan çıkmıştır. Mutlaka tövbe etmesi gerekir. * Hüküm vermek Allah a aittir. Kullar ve yöneticiler hüküm veremez, Allah ın hükmünü uygularlar. Hariciler İslam ın evrensel mesajlarını algılayamamaları sonucu taassup içine girmişlerdir. Dinî hükümleri sadece kendilerinin hiç taviz vermeden uygulayıp yaşadıklarını, diğerlerinin ise dinden çıktığını ileri sürmüşlerdir. Kendileri gibi düşünmeyen ve yaşamayan insanlara karşı katı tutum içinde olmuşlardır. Haricilik zamanla etkisini yitirmiş ve taraftarı kalmamıştır.? Şia 2.2. Şia Sözlükte grup, topluluk, taraftar ve yardımcı anlamlarına gelen Şia, İslam tarihinde; Hz. Muhammed in vefatından sonra halifeliğe Hz. Ali nin getirilmesi gerektiğini savunan, sonraki halifelerin de Hz. Ali nin soyundan olması gerektiğine inanan gruba verilen isimdir. Şiiler, yönetim yetkisinin Hz. Ali nin soyuna ait olduğuna ve bu durumun kıyamete kadar devam etmesi gerektiğine inanırlar. nasıl ortaya çıkmıştır? Şiilik, miladi 680 yılında Kerbela da Hz. Hüseyin in ve ailesinden bazılarının şehit edilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Peygamberimizin ehl-i beytine yapılan bu acımasız muamele, Müslümanlar arasında Hz. Ali ve ehl-i beyt taraftarlığının doğmasına neden olmuştur. Bu taraftarlık zamanla siyasi ve itikadi bir mezhebe dönüşmüş ve Şia ismini almıştır. 91

92 E BİLGİ KUTUSU Şianın temel görüşleri şunlardır: * Peygamberimizin vefatından sonra ilk halifelik Hz. Ali nin hakkıdır. * Hz. Ali, Hz. Muhammed den sonra insanların en üstünüdür. * Hz. Ali ve onun soyundan gelenler imamet yetkisini taşırlar. İmamlar, Allah ın emri ve Hz. Muhammed in bizzat atamasıyla seçilmiş, günahsız ve masum insanlardır. İmamlar hata yapmazlar, günah işlemezler. * Şiiliğin en önemli temsilcisi olan İmamiyye ye göre, vahiy ve atanmayla imamlığı öngörülen on iki kişi vardır. On ikinci imamın, küçük yaşta kaybolduğuna, kıyamete yakın tekrar insanlığı kurtarıcı (mehdi) olarak geleceğine inanırlar. * Açık veya gizli bir tehlike karşısında inancını gizleme (takiyye) esastır. İmamiyye, İsmailiyye, Zeydilik, Nusayrilik, Dürzîlik gibi Şii toplulukları bulunmaktadır. Günümüzde İran ın resmi mezhebi İmamiyye olup, Irak ve Azerbaycan da halkın kabul ettiği bir akımdır. Türkiye de de Şii vatandaşlar bulunmaktadır.? Mu tezile 2.3. Mu tezile nasıl ortaya çıkmıştır? Mu tezile; ayrılan, uzaklaşan, bir tarafa çekilen anlamına gelir. Bu mezhep Vasıl bin Ata nın görüşleri etrafında oluşmuştur. Hicri ikinci asrın başlarında ortaya çıkmıştır. Mutezile mezhebinin mensupları ayet ve hadisleri, akıl süzgecinden geçirerek yorumlamışlardır. O dönemde, İslam düşüncesine yapılan eleştirileri akli yöntemleri kullanarak cevaplamışlardır. Hicri ikinci asırdan itibaren İslam düşüncesinin farklı kültürlerle teması sonucu, özellikle Yahudilik, Hristiyanlık ve Fars kültürlerinden birçok değişik düşünce, İslam toplumuna girmiştir. Bu durum, inanç ve ibadet esaslarının savunulmasını gerekli kılmıştır. O dönemde Mutezile akımı İslam itikadını savunucu, aklı ön planda tutan görüşleriyle dikkat çekmiştir. Mu tezile mezhebinin en çok taraftarı Abbasiler döneminde olmuştur. Bu mezhep zamanla etkisini yitirmiş olup günümüzde mensubu bulunmamaktadır. 92

93 E BİLGİ KUTUSU DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Mu tezilenin temel görüşleri şunlardır: Tevhit: Allah ın zatı ve sıfatları itibarıyla bir olması demektir. Onun zatı ve sıfatları birbirinden ayrı düşünülemez. Adalet: İnsan kendi eylemlerinde tamamen özgürdür. Allah ın bu fiillerin yaratılmasında bir müdahalesi yoktur. Eğer insanın fiillerinin yaratıcısı Allah olsaydı, o zaman Allah ın insanları cezalandırması anlamsız olurdu. El menzilü beynel menzileteyn: Büyük günah işleyen ne mümin ne de kâfirdir. Böyle bir kişi fasıktır. Yani iman ila küfür arası bir noktadadır. Bu kişi tövbe etmeden ölürse ebediyen cehennemde kalır. El va d vel vaîd: İyilik ve kötülük yapanın mutlaka karşılığı vardır. İyiliğe ödül, kötülüğe ceza yaratıcı için zorunluluktur. Allah, kötülük edenleri bağışlamaz, Hz. Peygamber de şefaat etmez. Emri bil maruf nehyi anil münker: İnsanlara iyiliği emredip, kötülüklerden alıkoymak, bütün Müslümanlar için en önemli görevlerin başında gelir ve farzdır.? Maturidilik 2.4. Maturidilik nasıl ortaya çıkmıştır? Maturidilik, Ebu Mansur Maturidi nin görüşleri etrafında oluşmuş bir itikadi mezheptir. Maturidi, küçük yaştan itibaren kendini İslami ilimlerde yetiştirmiş, tefsir, akait ve kelam ilimlerinde önemli çalışmalar yapmıştır. Kur an ve sünnete göre İslam dininin inanç esaslarını açıklamıştır. İnanç konularında ortaya çıkan sorunlara çözümler getirmiş, iman esaslarını sistemli bir şekilde ifade etmiş, bunları savunmuş ve açıklamıştır. İslam dininin inanç esasları (itikat) konularında ortaya koyduğu görüşlerle İslam dünyasında özellikle de Türkler arasında kabul görmüştür. Maturidi nin İslam düşüncesine en büyük katkısı ehl-i sünnet inancını sistemli bir yapıya kavuşturmasıdır. Hanefi mezhebine bağlı Müslümanlar, inanç konularında Maturidi nin yolundan gitmişler ve onun düşüncelerini benimsemişlerdir. 93

94 E BİLGİ KUTUSU Maturidiliğin temel görüşleri şunlardır: * Büyük günah işleyen bir kimse, dinden çıkmaz. * Peygamberler olmasa da kişi aklıyla Allah ı bulabilir. * İyi ve kötü aklın bilgisi dâhilindedir. * İnsanın fillerini Yüce Allah yaratır. Ancak, Allah ın her şeyin yaratıcısı olması, insanın fiillerini serbestçe yapmasını engellemez. İnsan bütün fiillerinden sorumlu tutulmuştur. İnsan bir işi yapmağa karar verdiğinde Allah, o gücü ona verir. Sorumluluk, niyete ve verilen karara bağlıdır. * Allah, insanın kaldıramayacağı yükleri ona yüklemez. * Allah ın fiillerinin mutlaka bir sebebi ve hikmeti vardır. Ama insan aklıyla bunları bilemeyebilir. * İman; dil ile ikrar ve bunu kalp ile de tasdik etmektir. Kişinin davranışları, imanın bir parçası değildir. Maturidilik, İslam ın itikat alanında ayet ve hadisleri mutlak kaynak olarak görmekle birlikte, aklı da dinin anlaşılması için gerekli bir unsur olarak kabul etmektedir. Akıl ile vahiy arasında bir denge kuran Maturidi, akla gereken önemi vermiştir. Bugün dünyada Müslüman nüfusun çoğunluğu itikadi konularda Maturidi nin görüşlerini benimsemiştir.? Eş arilik 2.5. Eş arilik nasıl ortaya çıkmıştır? Eş arilik Ebul Hasan el-eş ari nin görüşleri çerçevesinde oluşmuş itikadi bir mezheptir. Eş arilik Mutezile ye bir tepki olarak doğmuştur. İmam Eşari, Mutezile nin bazı görüşlerini insanlara zorla kabul ettirme gayretlerini görmüş, bunun üzerine dinî düşüncede yenilenmenin önemine işaret etmiş ve görüşlerini sistemleştirmiştir. İmam Eş ari, İslam dininin inançla ilgili konularını Kur an ve sünnet temelinde akılla yorumlayarak açıklamıştır. Yorum ve tevile çok önem vermiş, bunun sonucu olarak kelam ilmini felsefe ile rekabet edecek bir duruma getirmiştir. 94

95 E BİLGİ KUTUSU DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Eş ariliğin temel görüşleri şunlardır: * Kendisine dinî bir uyarıcı gönderilmeyen kimse, aklıyla Allah ı bulmak ve ona iman etmekle sorumlu değildir. * İyi - kötü, çirkin - güzel, akılla değil vahiyle bilinir. Fiilin kendisinde güzellik ve çirkinlik yoktur. Allah emretti ise fiil güzel, yasakladı ise kötüdür. * Kulun iradesi Allah ın iradesine bağlıdır. Dolayısıyla kul ister, Allah dilerse yaratır, dilerse yaratmaz. * Allah, kulun gücünün yetmeyeceği şeyleri ona yükleyebilir. * Allah ın fiillerinde sebep ve hikmet olur veya olmaz. * İman, bilmek ve kalp ile onaylamaktan geçer. Büyük günah işleyen bir kimse, dinden çıkmaz, günahkâr olur. * Hz. Muhammed ahirette, müminlere Allah ın izniyle şefaat edecektir. 3. İslam Düşüncesinde Amelİ-Fıkhİ Yorumlar? İslam İslam dini, temelde iman, ibadet ve ahlak olmak üzere üç esas üzerinde açıklanabilir. İman esaslarının açıklanıp yorumlanmasında ortaya çıkan yorum farklılıklarına itikadi mezhepler; ibadet konularının açıklanıp yorumlanmasında ortaya çıkan yorum farklılıklarına fıkhi mezhepler; ahlak konularının açıklanıp yorumlanmasında ortaya çıkan yorum farklılıklarına da tasavvufi oluşumlar (tarikatlar) denilmektedir. Yüce Allah, inançla ve ahlakla ilgili kurallar koyduğu gibi ibadetlerle ilgili de kurallar koymuştur. İbadetlerle ilgili ilkeler fıkıh ilminin alanına girmektedir. Fıkıh; bir Müslüman ın, dinin kişisel ve sosyal hayata dair ameli hükümlerini bilmesidir. Dinin ibadetler, evlilik, miras, ticaret vb. konularla ilgili ilkelerini delilleriyle birlikte ortaya koyup açıklayan ilim dalına da fıkıh ilmi denir. İslam ın farklı şekillerde yorumlanması siyasi - itikadi alanda olduğu gibi amelifıkhi alanda da olmuştur. Ameli - fıkhi yorumlar genellikle dinin ibadetler ve insanlar arası ilişkilerini düzenleyen kurallarda yoğunlaşmıştır. Yorumların ve farklılıkların hiç birisi dinin özünde ve temel ilkelerinde olmamıştır. düşüncesinde ameli - fıkhi yorumlar nasıl ortaya çıkmıştır? Peygamberimiz hayatta iken karşılaşılan dinî sorunları, o açıklıyor ve çözüyordu. Hz. Muhammed in vefatından sonra da dinî sorunlara Kur an ayetleri ve Hz. Peygamberin uygulamaları ile çözümler bulunmuştur. Fetihlerin artması ve farklı yaşayış ve kültüre sahip insanların Müslüman olmasıyla birlikte, özellikle Hicri ikinci 95

96 asırdan itibaren İslam âlimleri fıkhi konularda gelen sorulara çözüm üretmek için çalışmaya başladılar. Giderek gelişen ve çoğalan İslam toplumunun sorunlarına çözüm bulmak için Kur an ve sünnete bağlı kalarak gerekli dinî açıklamaları yaptılar. Böylece farklı bölgelerde, birçok din âlimi kendi görüş ve önerilerini söylemiş ve etrafında bu görüşleri benimseyen çok geniş kitleler oluşmuştur. Daha sonra da özellikle öğrencileri vasıtasıyla bu görüşler sistemleşerek kurumsal niteliğe dönüşmüş ve mezhepler oluşmuştur. BİR ÖRNEK E Hz. Muhammed (s.a.v.), sahabelerden Muaz bin Cebel i Yemen e vali olarak göndermeden önce ona sorar: Ey Muaz! Sana halktan gelen olaylar karşısında ne ile hüküm ve karar vereceksin? Muaz: Önce Allah ın kitabı olan Kur an-ı Kerim ile Hz. Muhammed: Ya aradığını Kur an da bulamazsan? Muaz: O zaman Allah Resulü nün sünnetiyle hüküm veririm. Hz. Muhammed: Ya Muaz, onda da aradığın hükmü bulamazsan ne yaparsın? Muaz: O zaman ayet ve hadisler ışığında kendi görüşümle karar veririm. demiştir. (Ebu Davud, Akdiye, 11.) Bu konuşmalardan, din bilginlerinin insanların sorunlarına çözüm bulmak amacıyla, ayet ve hadisleri yorumlayarak hüküm çıkarabilecekleri anlaşılmaktadır. Fıkıh alanında farklı yorumların ortaya çıkması mezhepleri doğurmuştur. Mezheplerin ortaya çıkışı, İslami düşüncedeki parçalanmışlığı ve zayıflığı değil, aksine zenginliği gösterir. Peygamberimizden iki asır sonra ortaya çıkan bu oluşumların birçoğu, görüşlerini benimseyenlerin azalması sonucu zaman içinde varlıklarını yitirmiştir. İslam düşüncesinde ortaya çıkan ve zamanımıza kadar etkinliğini sürdüren önemli başlıca ameli - fıkhi mezhepler, Hanefilik, Malikilik, Şafiilik, Hanbelilik, Caferilik tir Hanefilik Hanefîlik, İmam Ebû Hanife olarak bilinen Numan bin Sabit in görüşleri etrafında oluşmuş bir mezheptir. Ebu Hanife, sahabelerin devrine yetişmiş, onları görmüş birisidir. İslam dünyasının birçok yerinde sayısız öğrenci yetiştirmiştir. Bunlardan en önemlileri Ebu Yusuf ile Muhammed Eş-Şeybani dir. Mezhep, önce Irak ta daha sonra Türkiye, Balkanlar, Pakistan, Kafkasya, Irak, Suriye ve Kuzey Afrika da benimsenmiş ve yayılmıştır. 96

97 Miladi 699 yılında Kufe de doğan Ebu Hanife, küçük yaşlardan itibaren dinî ilimler alanında devrin ünlü bilginlerinden ders almıştır. Numan bin Sabit, ticaretle de meşgul olmasından dolayı fıkhın, özellikle ticaretle ilgili konularında günümüze de ışık tutan önemli görüşleri bulunmaktadır. Özellikle, fıkıh ilmindeki başarısı, çözümü zor sorunları kolayca sonuçlandırması nedeniyle kendisine İmam-ı Âzam (En Büyük İmam) denilmiştir. Osmanlı Devleti nin resmi mezhebi Hanefilik idi. Akıl ve mantık kurallarını bilimsel metotlar sonucunda kullanımı, dinî sorunların çözümünde esnek bir yol izlenmesi, mezhebin çok geniş coğrafyalara yayılmasına imkân tanımıştır. Ebu Hanife nin dinî konulara hâkimliği, ticari yaşamın içinde oluşu ona, insanların problemlerini yakından tanıma imkânı sağlamıştır. Bu durum, içtihatlarının halk tarafından kolay kabul görmesini sağlamıştır. İçtihadı ve kıyas metodunu çok kullanan Hanefilik, çoğu zaman dinin genel ilkelerine başvurmuştur. Dinî sorunların çözümünde tümevarım (sorunlardan başlayarak kurallara gidiş) metodunu kullanan Ebu Hanife, Müslümanların birbirleriyle fikir alışverişine (şura) büyük önem vermiştir. NOT EDELİM E Hanefiliğin temel prensipleri şunlardır: * Dinî konuların çözümünde başvurulacak kaynaklar Kur an, sünnet, sahabe sözleri, icma ve kıyastır. * Hüküm ifade eden sözler kadar, bunların anlamları ve konuluş gerekçeleri de önemlidir. O yüzden ayetlerin niçin indirildiği, hangi olay sonrası böyle bir ayet geldiği incelenmelidir. * Örf ve âdetler fıkhın ikincil kaynaklarıdır. Dinî hükümler tahsis edilirken örf ve âdetlerin de bağlayıcılığı vardır Malikîlik Malik bin Enes in görüşleri etrafında oluşan mezheptir. İmam Malik, Medine de dönemin büyük âlimlerinden dersler almış ve kendini dinî ilimlerde özellikle fıkıh ve hadis alanında yetiştirmiştir. İmam Malik Medine de öğrencilerine dersler vermiş ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Maliki Mezhebi, gerek İmam Malik in yazdığı eserler, gerekse yetiştirdiği öğrencilerle günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir. Maliki mezhebi, Arap Yarımadasında, Afrika da ve Hicaz bölgesinde yaygındır. İmam Malik in en önemli eseri hadisleri derleyip topladığı Muvatta dır. E NOT EDELİM İmam Malik fıkıhta usul olarak sırasıyla Kur an ı, sünneti, sahabe sözlerini, icmayı delil olarak kabul etmiştir. 97

98 3.3. Şafiilik Şafiilik, büyük İslam âlimi Muhammed bin İdris Eş-Şafiî nin görüş ve düşünceleri etrafında oluşmuş bir mezheptir. İmam Şafii miladi 767 yılında Gazze de doğmuş, 820 yılında Mısır da vefat etmiştir. Mekke de yetişmiş olan İmam Şafii yedi yaşında Kur an ı ezberleyerek hafız olmuştur. Daha sonra Medine ye giderek İmam Malik ten fıkıh ile ilgili dersler almıştır. Tefsir, hadis, kelam ve fıkıh ilimlerinde derinleşmiştir. Keskin bir zekâya ve etkileyici bir hitabet gücüne sahip olan İmam Şafii, hocasının vefatından sonra ders vermeye başlamış ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. E NOT EDELİM İmam Şafii fıkıhta usul olarak sırasıyla Kur an ı, sünneti, sahabe sözlerini, icmayı ve kıyası delil olarak kabul etmiştir. İmam Şafii ömrünün sonlarına doğru Mısır a gitmiştir. Fıkhi alandaki görüşlerini Mısır da yaymaya başlamış ve çok taraftar bulmuştur. İmam Şafii nin birçok eseri vardır. Bunlardan en meşhurları, er-risale ve el-ümm dür. Şafiî mezhebi günümüzde Suriye, Mısır, Türkiye, Irak, Azerbaycan ve Pakistan ülkelerinde yaygındır Hanbelilik Hanbelilik, Ahmet bin Hanbel in görüş ve düşünceleri etrafında oluşmuş bir mezheptir. Ahmet bin Hanbel, miladi 780 yılında Bağdat ta doğmuş, 855 yılında yine burada vefat etmiştir. Ahmet bin Hanbel, küçük yaştan itibaren İslami ilimlere yönelmiş, ilim öğrenmek için Mekke, Medine, Şam, Yemen gibi şehirlere gitmiştir. Ahmet bin Hanbel, buralarda devrin büyük âlimlerinden dersler almıştır. Ahmet bin Hanbel küçük yaşta Kur an-ı Kerim i ezberlemiş, tefsir, hadis, kelam gibi temel İslami ilimlerde kendini yetiştirmiştir. Özellikle hadis ilminde derinleşmiştir. En önemli eseri; içinde yaklaşık kırk bin hadis bulunan Müsned dir. Ahmet bin Hanbel, bir konuda hüküm verirken öncelikle Kur an ve sünnete bakardı. Eğer buradan hüküm çıkaramazsa sahabelerin icmasına bakardı. Zorunlu olmadıkça kıyasa başvurmazdı. NOT EDELİM E Ahmet bin Hanbel, fıkıhta usul olarak sırasıyla Kur an ı ve sünneti delil olarak kabul etmiştir. Sahabe sözlerinden de üzerinde ittifak edilen görüşleri almıştır. Hanbelilik mezhebinin en belirgin özelliği, rey ve kıyastan olabildiğince uzak durması, hadise dayalı fıkıh anlayışı geliştirmesidir. 98

99 3.5. Caferilik DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 5 Caferilik, Cafer-i Sadık ın görüş ve düşünceleri etrafında oluşmuş bir mezheptir. Cafer-i Sadık, miladi 700 yılında Medine de doğmuş, 765 yılında yine burada vefat etmiştir. Şiilikteki on iki imamın altıncısı olan İmam Cafer, Hz. Hüseyin yoluyla Hz. Ali soyundan gelmektedir. İlk ilmî tahsilini babası Muhammed Bakır dan alan İmam Cafer, daha sonra Medine deki âlimlerden tefsir, hadis gibi temel İslamî ilimlerde dersler almıştır. Ebu Hanife ile de ilmî müzakereler yapmış olan İmam Cafer, Kur an ın emirleri ve Peygamberimizin sünneti istikametinde yaşayan büyük bir âlim olmuştur. Günümüzde Caferilik, Şia nın (Şiilik) en önemli fıkhi mezhebidir. Cafer-i Sadık ın görüşlerini esas aldığından dolayı Caferiyye veya Caferilik mezhebi olarak bilinir. İran, Irak, Suriye ve Azerbaycan da Caferi mezhebine uyan insanlar bulunmaktadır. Türkiye de de Caferi vatandaşlarımız bulunmaktadır. Mezhebin ana düşüncesini Hz. Ali ve onun soyundan gelen on iki imama inanmak oluşturur. Çünkü bu durum imanın şartlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Caferilikte, Hz. Ali ve soyu, Allah ın emri ve Hz. Peygamberin bizzat atamasıyla İslam toplumunun kıyamete kadar imamı kabul edilmiştir. Bu mezhepte, imamlar hatadan korunup masum oldukları için bütün davranışları ve sözleri sünnet olarak kabul edilir. E NOT EDELİM Cafer-i Sadık, fıkıhta usul olarak sırasıyla Kur an ı, sünneti, icmayı ve aklı delil olarak kabul etmiştir. 4. İslam Düşüncesindeki Yorumları Birleştiren Unsurlar İslam tarihinde Peygamberimizin vefatından sonra siyasi, itikadi ve fıkhi konularda yorum farklılıkları ortaya çıkmıştır. İslam düşüncesindeki bu yorum farklılıkları birer zenginliktir. Çünkü bu yorumların hiçbirisi dinin temel ilke ve esaslarında olmamıştır. İslam dünyasındaki mezhepler, İslam ın inanç ve ibadet esaslarında değil; ancak bu ibadetlerin yapılış şekli üzerindeki ayrıntılarda farklılık gösterirler. Örneğin; bütün mezhepler beş vakit namazın farz olduğunu söylemişler ancak namazın kılınış şeklinde (dinî delillere dayanarak) farklı yorumlar getirmişlerdir. Bu durum, İslam düşüncesine zenginlik kattığı gibi aynı zamanda İslam ın insanlara sağladığı büyük kolaylık ve rahatlıktır. 99

100 ? İslam düşüncesinde yorumları birleştiren unsurlar nelerdir? İslam düşüncesinde ortaya çıkan yorum farklılıkları İslam dininin temel konularında olmamıştır. Tevhit, nübüvvet, Kur an-ı Kerim ve ahiret konuları tüm mezheplerin üzerinde birleştiği İslam ın temel unsurlarıdır. Tevhit, Allah ın varlığını ve birliğini kabul etmek demektir. Müslümanları aynı amaç ve inanç etrafında birleştiren unsurların başında tevhit inancı gelmektedir. Tüm Müslümanlar Allah ın varlığına ve birliğine iman ederler. Tevhit inancı; Allah ı kâinattaki her şeyin yaratıcısı ve tek hâkimi olarak kabul etmeyi gerektirir. Bu inanç, bütün Müslümanların birlik ve beraberlik içinde ırk, renk, dil, mezhep ve görüş farklılığı gözetmeksizin, tek inanç etrafında toplanmasını sağlar. İslam dininin esası, Allah ın varlığına ve birliğine inanmaktan geçer. Kur an da Allah ın özelliklerinden sıkça bahsedilmekte ve onun birliğine vurgu yapılmaktadır: İhlâs suresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: (Ey Muhammed) De ki o Allah bir tektir. Allah sameddir (Onun hiç şeye ihtiyacı yoktur, her şey ona muhtaçtır.). O doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey ona eş ya da denk değildir. (İhlâs suresi, 1 4. ayetler.) İslam düşüncesinde ortaya çıkan tüm mezhepler tevhit inancında (Allah ın var ve bir olduğu konusunda) aynı düşünceye sahip olmuşlardır. Zaten bu temel inanç esasında farklı bir düşünceye sahip olmak İslam ın inanç sistemi ile bağdaşmaz. Tevhit ilkesi hiçbir zaman mezhepler arasında tartışma konusu yapılmamıştır. Müslümanları aynı gaye ve inanç etrafında birleştiren unsurlardan ikincisi de nübüvvet yani peygamberliktir. İslam düşüncesinde ortaya çıkan bütün mezhepler peygamberliğin insanlık için gerekli bir kurum olduğunu kabul ederler. İlahî emirlerin insanlara ulaştırılması, açıklanıp tebliğ edilmesi için peygamberlere ihtiyaç vardır. Peygamberler Allah ın elçileridir. Allah, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem den son peygamber Hz. Muhammed e kadar birçok peygamber göndermiştir. Kur an-ı Kerim de, Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur. (Fatır Suresi 24. ayet.) buyrulmuş ve her topluma insanlara doğru yolu göstermesi için peygamberler gönderildiği belirtilmiştir. Kur an da bu peygamberlerden yirmi beş tanesinin ismi geçmektedir. Peygamberler; yalan söylemeyen, günahtan uzak duran, emanete ihanet etmeyen, akıllı, Allah tan aldıkları bilgiyi eksiksiz olarak insanlara ulaştıran ve onları açıklayan dürüstlüğün sembolü örnek kimselerdir. Peygamberlere iman, İslam düşüncesinde ortaya çıkan tüm mezheplerin üzerinde ittifak ettiği ortak bir konudur. Bütün mezhep imamları ve onların düşüncelerini benimseyen Müslümanlar, Allah ın gönderdiği peygamberlerin tümüne iman etmiş, son peygamber olarak da Hz. Muhammed (s.a.v.) i kabul etmişlerdir. Nübüvvet konusu hiçbir zaman mezhepler arasında tartışma konusu yapılmamıştır. Pey- 100

101 gamberlik, bütün mezhep imamlarının kabul ettiği birleştirici ve bütünleştirici bir kurum olmuştur. Yüce Allah ın gönderdiği son ilahî kitap olan Kur an-ı Kerim, İslam dininin temel kaynağıdır. İslam tarihinde ortaya çıkan bütün mezhepler Kur an ın Allah kelamı olduğunu ve ona hiçbir insan sözü karışmadığını kabul ederler. Yüce Allah, insanların hem bu dünyada hem de ahirette mutlu ve huzurlu olmaları için peygamberler ve kutsal kitaplar göndermiştir. Son ilahî kitap olarak da Kur an-ı Kerim i göndermiştir. 610 yılında başlayıp 632 yılına kadar Hz. Muhammed e vahiy yoluyla gönderilen Kur an; inanç, ibadet, ahlak, hukuk, ahiret hayatı, geçmiş milletlerin yaşamları gibi konulardan bahseder. 23 yılda tamamlanan Kur an, hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar ulaşmıştır. Bu konuda Yüce Allah, Hicr suresi 9. ayette şöyle buyurmuştur: O Kur an ı biz indirdik ve onun koruyucusu da biziz. Resim 04.01: Kur an-ı Kerim, Müslümanların temel kaynağıdır. Kur an, İslam ın temel kaynağıdır. Bir konu ile ilgili İslam dini açısından hüküm verilirken başvurulacak ilk kaynak Kur an dır. Kur an Allah tarafından gönderilmiş evrensel bir kitaptır. Bu nedenle Kur an ın içerdiği mesajlar her devirde insanların ihtiyaçlarına cevap verecek niteliktedir. Bütün milletlere kıyamete kadar yol gösterici olan bir kitaptır. 101

Lise 2. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Video Ders Anlatımları. İbadette Temel İlkeler Video. İbadette Temel İlkeler Ders Notu

Lise 2. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Video Ders Anlatımları. İbadette Temel İlkeler Video. İbadette Temel İlkeler Ders Notu Lise 2. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Video Ders Anlatımları İbadette Temel İlkeler Video İbadette Temel İlkeler Ders Notu 4.İbadetler ile İlgili Temel İlkeler Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de, insanları

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Kader ve

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ. ÜNİTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek konular ve ders işleme teknikleri hakkında bilgi sahibi

Detaylı

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek

Detaylı

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. İlk Ders Genelgesi 1. Allah Her Şeyi Bir Ölçüye

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 06 07 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ AY EKİM KASIM HAFTA ARALIK DERS KONU ADI SAATİ Allah Her Şeyi Bir Ölçüye Göre Yaratmıştır Kader ve Evrendeki Yasalar İnsan İradesi ve Kader

Detaylı

Dua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan

Detaylı

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I Ş U B A T 25.02.203 / 0.03.203 8.02.203 / 22.02.203 Tel : 0 26 39 59 38 Faks : 0 26 334 96 96 http://pamem.meb.k2.tr ÖĞRETİM YILI : 202 / 203 İN ADI : DİN KÜLTÜRÜ VE MESLEK AHLAKI ÖĞRETMENLERİ : YAVUZ

Detaylı

Terim olarak kader, "Allah'ın her şeyi belirli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde yaratmasına ve yaratılmış olan her şeyi programlamasına " denir.

Terim olarak kader, Allah'ın her şeyi belirli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde yaratmasına ve yaratılmış olan her şeyi programlamasına  denir. On5yirmi5.com Kaza ve kader nedir? Kader; planlamak, değerlendirmek, ölçmek ve programlamak gibi anlamlara gelir. Kaza ise, kesin karar vermek, düzenlemek, gerçekleştirmek ve yaratmak anlamına gelir. Yayın

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E - 1453

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E - 1453 ÖZEL EGE LİSESİ (ORTAOKULU) DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ KAZA VE KADER (Allah, herkesin ne yapacağını bilip yazdığına göre, insanların hayır işlemesinin bir anlamı var mı? İslam da İnsanın İradeli Fiilleri

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 5. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 2016-2017 5. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir. ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

8. S. I. ÜNİTE TEST (40 SORU):

8. S. I. ÜNİTE TEST (40 SORU): 8. S. I. ÜNİTE TEST (40 SORU): 1. Aşağıdakilerden hangisi yanlış bir tevekkül anlayışıdır? a) İhtiyaçlarımızı karşılamak için çalışmak ve Allah tan başarı dilemek b) Çiftçinin tarlaya tohumu atması ve

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Varlıklar Âlemi Meleklere İman Meleklerin

Detaylı

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı LGS(Liselere Geçiş Sistemi) deneme sınavı arayan birçok öğrenci için güzel bir hizmet Şanlıurfa MEM tarafından veriliyor. LGS deneme sınavı ile 2 Haziran

Detaylı

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN 1 ÝMTÝYAZ SAHÝBÝ MUSTAFA KOÇ GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN BASKI YERÝ ÇAÐLAYAN A.Þ. TS EN ISO 9001:2008 SER NO: 300-01 SARNIÇ YOLU ÜZERÝ NO:7 GAZÝEMÝR / ÝZMÝR TEL: 0

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. ÖNEM ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 İN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 1. 3. Peygamberler bir meslek edinerek çalışmışlar, rızıklarını kazanmışlardır. Örneğin Hz. avut demircilik, Hz.

Detaylı

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2 Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Dua Dua İbadetin Özüdür Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2 Dua Arapça kökenli bir kelime olup «istemek, davet etmek» demektir.

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.. 8. SINIF I. DÖNEM ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 1. İnsanın sorumlu bir varlık olması aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir? A) Düşünmesi B) Konuşması ) Yürümesi D) Beslenmesi 4. Hz. Muhammed

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. DÖNEM ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK İLGİSİ 1. Allah ın önceden takdir ettiği, programladığı şeylerin yeri ve zamanı gelince gerçekleşmesine... denir. Cümlede

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Allah

Detaylı

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ KASIM EKĠM EYLÜL Öğrenme Alanı: ĠNANÇ. ÜNĠTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle TanıĢma, Dersin Amacı ve ĠĢleniĢ ġekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste iģlenecek konular ve ders iģleme teknikleri hakkında

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Teravih Namazı Namazı Bozan Durumlar Namazın İnsana Kazandırdıkları Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 o Teravih namazı ramazan ayında kılınır. o Yatsı namazının son

Detaylı

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları Ramazan Bayramı Sevinci Maun Suresi ve Anlamı BÖLÜM: 2 Sosyal hayatımızı

Detaylı

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI TEOG SINAV SORUSU-1 1. Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder. Bu hadiste verilen mesaj aşağıdaki ayetlerin hangisinde

Detaylı

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI Kader ve Kaza Kavramları Ġnsan Ġradesi ve Kader KAZANIMLAR Kader ve kaza kavramlarını açıklar. Ġnsanın kaderle ilgili olarak akıl ve irade sahibi, özgür ve sorumlu olmak

Detaylı

CEVAPLARIM GENEL AÇIKLAMA. 1. Bu kitapçıkta, 8. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi Ünite Değerlendirme Sınavı bulunmaktadır.

CEVAPLARIM GENEL AÇIKLAMA. 1. Bu kitapçıkta, 8. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi Ünite Değerlendirme Sınavı bulunmaktadır. Ünite Konular Kader ve Kaza İnancı İnsanın İradesi ve Kader KADER İNANCI 8. Sınıf AD SOYAD NUMARAM 01 CEVAPLARIM 0 0 0 0 1 A B C D 11 A B C D 1 1 1 1 2 A B C D 12 A B C D 2 2 2 2 3 A B C D 13 A B C D 3

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

OKYANUS KOLEJLERİ SINAV SORUSU TEOG SINAV SORUSU DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ. 1. Kader ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

OKYANUS KOLEJLERİ SINAV SORUSU TEOG SINAV SORUSU DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ. 1. Kader ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 1. Merhaba arkadaşlar benim bir kardeşim oldu, adını Kader koyduk. Kader kelimesinin anlamını aşağıdaki seçenekler arasından bulmama yardımcı olur musun? A) Allah ın canlılara verdiği nimetlerdir. B) Kur

Detaylı

8. SINIF Din Kültürü

8. SINIF Din Kültürü 8. SINIF Din Kültürü KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI Tudem Eğitim Hiz. San. ve Tic. A.Ş 1476/1 Sokak No: 10/51 Alsancak/Konak/ÝZMÝR Yazarlar: Tudem Yazý Kurulu Dizgi ve Grafik: Tudem Grafik Ekibi Baský ve

Detaylı

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III 5. Sınıf 01 Allah İnancı - I 02 Allah İnancı - II 03 Allah İnancı - III Allah inancı 04 Ramazan ve Orucu - I 05 Ramazan ve Orucu - II Ramazan orucu 06 Ramazan ve Orucu - III 07 Adap ve Nezaket - I 08 Adap

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : ALİ İHSAN ASLAN Eğitsel Performans Bismillâhirrahmanirrahim

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com dinkulturuahlakbilgisi.com 1-Ülkemizde Kızılay, Sosyal hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Aşevleri -gibi kurumların varlığı aşağıdakilerden hangisine önem verildiğini göstermektedir? A- Milli eğitime

Detaylı

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1. Güzel ahlâk 2. Kötü ahlâk 2 Güzel ahlâk neye denir? Allah ın ve Resulü nün emir ve tavsiye ettiği, diğer

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Güzel Ahlâkı Kazanmak Ramazan, Allah a yakınlaşma vesilesidir. Oruç tutan insan Allah ın beğendiği davranışlar sergilemeye, nefsinin tutkularından sakınmaya çalışır. Şeytana karşı dikkatli ve şuurludur, vicdanının doğruyu fısıldayan

Detaylı

ÖZEL EGE ORTAOKULU DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ KAZA VE KADER. Ödevini Hazırlayan: EKİN MADAN 8-E 162

ÖZEL EGE ORTAOKULU DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ KAZA VE KADER. Ödevini Hazırlayan: EKİN MADAN 8-E 162 ÖZEL EGE ORTAOKULU DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ KAZA VE KADER Ödevini Hazırlayan: EKİN MADAN 8-E 162 İzmir 2014 1 İnsan İradesi ve Kader Akıl ve irade sahibi olan insan; düşünce, söz ve davranışlarında

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. DÖNEM ORTK SINVI 26 KSIM 2014 Saat: 11.20 DİN KÜLTÜRÜ VE HLK BİLGİSİ 1. 3. Komşusu açken tok yatan bizden değildir. (Hadis-i Şerif) Bu hadisi ilke edinen bir kimseden aşağıdaki davranışlardan

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2013 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2013 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. DÖNEM ORTK (MZERET) SINVI 14 RLIK 2013 Saat: 11.20 DİN KÜLTÜRÜ VE HLK BİLGİSİ 1. Biz herşeyi bir ölçüye göre yarattık. (Kamer suresi, 49. ayet) Güneş ve ay bir hesaba göre hareket eder.

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAOKUL TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM; I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAOKUL TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM; I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAOKUL TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM; I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI ANKARA 2012 1.GİRİŞ Yaratılıştan itibaren hayata yön veren, temel hak ve

Detaylı

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar Emirler Allah a iman edin (Al-i İmran [3] 193), O na hiçbir şeyi ortak koşmayın (Nisa [4] 36). Yalnızca O na kulluk edin (Fatiha [1] 5). Allah ı çok anın ve

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ DİKKAT! BU BÖLÜMDE YANTLAYACAĞNZ TOPLAM SORU SAYS 20 DİR. ÖNERİLEN YANTLAMA SÜRESİ 40 DAKİKADR. 1) Annemize Babamıza 3) İnsanda yardımlaşma, cömertlik, insan sevgisi

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Mülheim an der Ruhr Fatih Camii Islam kelimesi üc manaya gelir 1. Yüce Allahın emirlerine itaat edip, yasaklarından kacınmak. 2. Bütün insanlarla diğer canlılar

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI ANKARA 2012 1.GİRİŞ Yaratılıştan itibaren hayata yön veren, temel hak

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ ZEKAT SADAKA: AYET-İ KERİMELER «Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görür.» (Bakara,

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

2013 2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2013 2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KASIM EKİM EYLÜL D.Saa t ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İBADET. ÜNİTE: ZEKÂT, HAC VE KURBAN İBADETİ 3 Öğrenclerle Tanışma, Dersn Amacı ve İşlenş Şekl. İlk Ders Genelges 6.

Detaylı

1. Paylaşma ve yardımlaşmanın birey ve toplum için önemini yorumlar. 2. İslam ın paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi yorumlar.

1. Paylaşma ve yardımlaşmanın birey ve toplum için önemini yorumlar. 2. İslam ın paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi yorumlar. ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ EYLÜL Öğrenme Alanı: İBADET D.Saa t 3 Öğrenclerle Tanışma, Dersn Amacı ve İşlenş Şekl. İlk Ders Genelges 6. Hac Nedr ve Nçn Yapılır? 7. Hac ve Umre le İlgl

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Camiye Girerken Allah ın adıyla, Allah ın Resulüne salat ve selam olsun. Allah ım, hatalarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Camiden Çıkarken Allah ın adıyla, Allah

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 5. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 2 2016-2017 5. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 2 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Detaylı

T.C. 8. SINIF II. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 10 MAYIS 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF II. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 10 MAYIS 2014 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF II. DÖNEM ORTK (MZERET) SINVI 10 MYIS 2014 Saat: 11.20 D DİN KÜLTÜRÜ VE HLK BİLGİSİ 1. Biz herşeyi bir ölçüye göre yarattık. (Kamer suresi, 49. ayet) Bu ayette ölçü kelimesi hangi anlamda

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK HAZIRLAYAN Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK MADDİ TEMİZLİK MANEVİ TEMİZLİK İslam dini, hem maddî, hem de manevî temizliğe büyük bir önem vermiştir. Bu iki kısım temizlik arasında büyük bir ilgi vardır.

Detaylı

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI EYLÜL EKİM KASIM İBADET VE MÜKELLEF T E M İ Z L İ K 1.İbadetin (Salih Amel) Tanımı 2.Amacı ve Önemi: İbadet Bize Ne Kazandırır? 4.Temizlik-İbadet İlişkisi 9 2 NAMAZ 1.DÖNEM 1. DÜZEY (KUR 1) 3. Temel İbadetler

Detaylı

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir? Kurban sözlükte yaklaşmak, yakınlaşmak gibi anlamlara gelmektedir. Kurban, Allah a yaklaşmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla belirli bir zamanda uygun nitelikteki bir hayvanı kesmektir. Kesilen

Detaylı

Sınıf. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI. 8. Sınıf TEOG. Sınavına. Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz...

Sınıf. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI. 8. Sınıf TEOG. Sınavına. Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz... ORTAOKUL 8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI ORTAOKUL 8. Sınıf TEOG Sınavına H A ZI R LI K Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz... R Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi I. TEOG Deneme Sınavı 8.

Detaylı

3 Her çocuk Müslüman do ar.

3 Her çocuk Müslüman do ar. TAHR C * 1 Sözlerin en güzeli Allah ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed in yoludur. Buhari, Edeb, 70; tisam, 2. z Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. z bn Mace, Mukaddime, 7. z Darimî, Mukaddime,

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ Varlıklar Âlemi Evrende bulunan varlıklar yalnızca duyularımızla algılayabildiklerimizden ibaret değildir. Âlemde görünen ve görünmeyen sayısız varlık bulunmaktadır.

Detaylı

KAZA VE KADER. Konu Kavrama Testi - 1

KAZA VE KADER. Konu Kavrama Testi - 1 KAZA VE KADER Konu Kavrama Testi - 1 1. Onlara bir delil de gecedir ki biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de birden karanlığa gömülürler. Güneş de (bir delildir onlara), akar gider yörüngesinde. İşte bu

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 8. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 2016-2017 8. SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 2016-2017 SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI - 1 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Adı ve

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ KONULARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ KONULARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ 2013-201 EĞİTİM ÖĞRETİM 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ KONULARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ SÜRE KONULAR 3 Fiilimsi EYLÜL Fiilimsi 1 Fiilimsi 2 Fiilimsi 3 KURBAN BAYRAMI EKİM Fiilimsi Fiilimsi 1

Detaylı

RAMAZAN AYI ETKİNLİK TAKVİMİ

RAMAZAN AYI ETKİNLİK TAKVİMİ RAMA ZAN GÜNÜ TARİH / GÜN İFTAR PROGRAMI VE YERİ SOHBET PROGRAMI KONULARI SOHBET PROGRAM KONUKLARI İFTAR SAATİ PROGRAM 1 18 Perşembe AKKUŞ Cumhuriyet Meydanı Ramazan ve Oruç Mustafa KOLUKISAOĞLU Ordu Müftüsü

Detaylı

11. SINIF. İnsan ve Kaderi TEST

11. SINIF. İnsan ve Kaderi TEST 11. SINIF D İnsan ve Kaderi VE 1. Sözlükte gücü yetmek, planlamak, ölçü ile yapmak, şeklini ve niteliğini belirlemek gibi anlamlara gelen kavram aşağıdakilerden A) Tekvin B) Kader C) Kudret D) Kaza E)

Detaylı

8. SINIF 3. OTURUM A. Bu metni aşağıdaki ayetlerden hangisi destekler?

8. SINIF 3. OTURUM A. Bu metni aşağıdaki ayetlerden hangisi destekler? 1. Üzerinde yaşadığımız dünyanın da içinde bulunduğu güneş sistemi, kendilerine takdir edilmiş bir yörüngede hareket eder. Dünyamız, ne diğer gezegenlere çarpar, ne de onlardan uzaklaşır. Yeryüzünde de

Detaylı

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI 29 Şevval Mehmet YAMAN İl Müftüsü Hoca Ahmet Yesevi Camii 15.5.2018 Salı Yatsıdan Önce RAMAZAN AYI VE ORUCUN FAZİLETİ 1 Ramazan Halil YILMAZ Vaiz Cacabey Camii 16.5.2018 Çarşamba Öğleden Önce ORUCA AİT

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf)

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf) Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kur an 50/16 Kaf) Her uzun yol bir adımla başlar. Olmasını istediğimiz her şey uzun

Detaylı

8. SINIF II. DÖNEM ORTAK SINAVI

8. SINIF II. DÖNEM ORTAK SINAVI T.C. 8. SINIF II. DÖNEM ORTK SINVI D DİN KÜLTÜRÜ VE HLK BİLGİSİ 1. Bir fikre veya inanışa körü körüne, aşırı derecede bağlanıp başka bir fikri ve düşünceyi kabul etmemektir. Bu tanım aşağıdaki kavramlardan

Detaylı

ZEKÂT IN KELİME OLARAK; ARTMA ÇOĞALMA ARINMA BEREKET Bu anlamlara gelmektedir.

ZEKÂT IN KELİME OLARAK; ARTMA ÇOĞALMA ARINMA BEREKET Bu anlamlara gelmektedir. ZEKÂT IN KELİME OLARAK; ARTMA ÇOĞALMA ARINMA BEREKET Bu anlamlara gelmektedir. Zekât Terim Olarak İse; Dinen zengin sayılan Müslümanların yılda bir kez malının ya da parasının belli bir miktarını Allah

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Bugün her şeyi sorgulayan genç beyinlere ikna edici cevaplar

Detaylı

YAYINA HAZIRLAYANLAR KURULU Kurumsal Yayınlar Yönetmeni Saime YILDIRIM

YAYINA HAZIRLAYANLAR KURULU Kurumsal Yayınlar Yönetmeni Saime YILDIRIM YAYIN KURULU Hazırlayanlar Yusuf SOYYİĞİT YAYINA HAZIRLAYANLAR KURULU Kurumsal Yayınlar Yönetmeni Saime YILDIRIM Kurumsal Yayınlar Birimi Dizgi & Grafik Mustafa Burak SANK & Ezgi Güler & Meltem Temel Sumru

Detaylı

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur Ünite 1 MELEKLER VE AHİRET İNANCI Varlıklar Âlemi - Meleklere İman 1- A 2-C 3-D 4-D 5-B 6-A 7-D 8-C 9-B 10-C Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

Detaylı

3. Ünite. İslam ve İbadet. İbadet Nedir? Özel Anlamda İbadet Nedir? Genel Anlamda İbadet Nedir? Örnekler veriniz.

3. Ünite. İslam ve İbadet. İbadet Nedir? Özel Anlamda İbadet Nedir? Genel Anlamda İbadet Nedir? Örnekler veriniz. 3. Ünite İslam ve İbadet İbadet Nedir? İbadet Allah ı (c.c.) tanımanın ve O na iman etmenin tabii bir neticesidir. İbadet kelime olarak boyun eğmek, itaat etmek, saygı duymak, kulluk etmek, tapınmak gibi

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERNDİRME VE SINAV HİZMETRİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 SINIF DEĞERNDİRME SINAVI - 1 2016-2017 SINIF DEĞERNDİRME SINAVI - 1 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Adı ve Soyadı

Detaylı

ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR. Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ

ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR. Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ ORTAÖĞRETİM DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERS KİTABI 11. SINIF YAZARLAR Eyüp KOÇ Musa ŞİMŞEKÇAKAN Mehmet BAYDAŞ Dr. Eşref ALTAŞ DEVLET KİTAPLARI BİRİNCİ BASKI..., 2012 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI...:

Detaylı